Ç.Ü’DE 300 HEKİM ADAYI BEYAZ ÖNLÜK
Manşet Haber 1.10.2018 10:49:44 0

Ç.Ü’DE 300 HEKİM ADAYI BEYAZ ÖNLÜK

Ç.Ü’DE 300 HEKİM ADAYI BEYAZ ÖNLÜK

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi’ni kazanan 300 öğrenci düzenlenen törenle ‘Beyaz Önlük’ giydi.
ÇÜ Tıp Fakültesi’nde geleneksel olarak düzenlenen “Beyaz Önlük Giyme’’ töreni Kongre Merkezi’ndeyapıldı. Tören, Rektör Prof. Dr. Mustafa kibar Rektör, Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Erdoğan, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hilmi Serdar Özbarlas, akademisyenler, öğrenciler ve öğrenci yakınlarının katılımı ile gerçekleştirildi.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Hilmi Özbarlas öğrencilere hitap etti. Prof. Dr. Özbarlas“Öğrencilerimizin Tıp Fakültesine giriş günü olan beyaz önlük giyme töreninden, mezuniyetlerine kadarki harikulade gelişimi memnuniyetle izliyoruz. Bunu sizler de göreceksiniz.” dedi. Hekimlikte teşhis ve tedaviye ek olarak toplumu hastalıklardan korumanın önemine değinen Prof. Dr. Özbarlas, bu yolda öğrencilere gerekli olan en önemli aracın‘bilim’ olduğunu ifade etti.
ÇÜTıp Fakültesi’nin Türk Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu tarafından akredite bir fakülte olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Özbarlas şunları kaydetti;
“Bu yıl 2.kez akredite olduk. Akreditasyon demek, tıp eğitimiyle ilgili en önemli kalite unsurlarına imza atmak demektir. Ayıca tıp eğitimiyle ilgili tüm konularda öğrencilerimizin merkeze konulması ve ihtiyaçlarının en iyi şartlarda karşılanması demektir. Sevgili öğrenciler; bizler hocalarınız olarak sizleri, iyi bir hekim olmanın yanısıra iyi birer insan olarak yetiştirmeyi istiyoruz. İyi bir insan olmak demek; sağduyulu, adil, anlayışlı, güvenilir bir kişilik sahibi olmak demektir. Ancak hekimlikte olmazsa olmaz olan bir özellik vardır ki o da hastalara karşı şefkatli olmaktır. Hastalarınız sizin tıbbi cümlelerinizi anlamayabilir, ama sizin davranışlarınızdan şefkatli bir insan olduğunuzu anlar ve hastalıklarını yönetmenizde size yardımcı olurlar. Bizler hocalarınız olarak sizin şefkatli birer insan olabilmeniz için, bizlerin size şefkat göstermesi ve sizlere örnek olmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz.”
Kibar: “Çocuklarınız Artık Bizlere Emanet”
Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar ise, “Çocuklarınız artık bizlere emanet” diyerek başladığı konuşmasında öğrencilerin çok deneyimli ve donanımlı bir akademik kadronun elinde, çok iyi eğitileceğini ifade etti.Rektörlük olarak amaçlarının ülkemize; dürüst, çalışkan, vatanını seven, görevini en iyi şekilde yapan, etik-deontolojik değerlere sahip, adaletli, vicdanlı, en ileri bilgi ile donanmış, üst düzeyde eğitilmiş, insanı seven, ona ve yaşama saygı duyan, bugün giydirilen ’beyaz önlüğe’ layık hekimler yetiştirmek olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Kibar şunları kaydetti;
“Çukurova Üniversitesi, her zaman modern ve gelişime açık bir ortamda, daima güncel bilim ve bilgiyi öğrencilerinin hizmetine sunan, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, öncü bir üniversite olmuştur. Üniversitemiz, son yıllarda gösterdiği performansla, Türkiye’deki 15 araştırma üniversitesi arasına girmeyi başarmıştır. Bu başarıda elbette Tıp Fakültemizin de çok önemli katkısı vardır. Aynı zamanda Tıp Fakültemiz, Tıp eğitimi alanında akredite olmuş bir Fakültemizdir. Böyle bir eğitim ortamı sağlayıp sürdürdükleri için başta Tıp Fakültesi Dekanı, Dekan Yardımcıları ve öğretim üyeleri olmak üzere Tüm Akademik ve İdari personele huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra Fakültemizde, Anabilim Dalları Uzmanlık Eğitimi akreditasyon süreci de başlamış olup bazı anabilim dalları akredite olmuşlardır. Akredite olan Anabilim Dallarımızı da kutluyor, teşekkür ediyorum. Bildiğiniz gibi Üniversitemiz, bu bölgedeki en gelişmiş Üniversite Hastanesi olan Balcalı Hastanesine sahiptir. Bölgede sağlık alanında her türlü girişim Hastanemizde gerçekleştirilebilmektedir. Hastanemiz sadece bölgeye değil, Orta-Doğu ülkelerine ve Sağlık Turizmine de hizmet vermektedir. Aynı camianın fertleri olduğumuz için sizlere genç meslektaşlarımız diye hitap etmek istiyorum.”
Beyaz Önlükleriyle ilk ders
Açılış konuşmalarının ardından fakülteye dereceyle giren öğrencilere Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Daha sonra akademisyenlerin öğrencilere beyaz önlüklerini giydirmesinin ardından Dekan Prof. Dr. Hilmi Serdar Özbarlas tarafından Beyaz Önlük Andı okundu. Tıp Fakültesi’ne başlayan öğrencilere ilk ders ise Prof. Dr. Ünal Zorludemir tarafından verildi.




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°