Çakar:Bizim dayanışmaya ihtiyacımız var
Manşet Haber 13.06.2016 13:50:47 0

Çakar:Bizim dayanışmaya ihtiyacımız var

Çakar:Bizim dayanışmaya ihtiyacımız var

Adana(Ulus)--TMMOB Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ali Ekber Çakar, emek ve meslek örgütlerinin birleşik mücadele hattında bir arada olmalarının öneminin günümüzde bir kat daha arttığını ifade ederek, “Bizim her zamankinden çok dayanışmaya, birlikte mücadele hattı örmeye ihtiyacımız var.” dedi.mmo_danisma_ (2)

Ali Ekber Çakar, MMO Adana Şubesi Danışma Kurulu’nda yaptığı konuşmada, gelinen süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu, emek ve meslek örgütlerini dayanışmaya çağırdı. MMO Başkanı Çakar şöyle dedi:mmo_danisma_ aliekber_cakar (2)

“Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde birçok şeyin değiştiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Çok kötü bir ortam. Böylesine korku imparatorluğunun oluşturulduğu bir dönemde, bizim danışma kurullarımızın önemi bir kat daha ortaya çıkıyor. Önümüzdeki sürece yönelik de bir projeksiyon geliştirmemiz lazım. Ne yapmalıyız ki bizi daha ileri noktaya taşısın. Bizim dayanışmaya ihtiyacımız var. Birlikte mücadele hattı örmeye ihtiyacımız var. Sadece makina mühendislerinin değil, emek ve meslek örgütlerinin, birlikte yol yürüyebileceğimiz, birlikte hareket edebileceğimiz sol siyasal partilerle hepimizin birlikte birleşik mücadele hattında içinde bir arada olmamızın önemi bir kat daha artıyor. Çünkü, karşınızdaki güce ister imparatorluk, ister saltanatlık gücü deyin. Nasıl tariflerseniz tarifleyin bu gücün karşısında sizin bir takım kazanılmış haklarınızın korunması gibi temel bir göreviniz var. Var olan bu hatları genişletmek gibi çoğaltmak gibi temel bir görevimiz var.  Üretebilen insanlar olarak toplumun bizlere çok fazla ihtiyacı var.mmo_danisma_ aliekber_cakar (1)

Bizim kendimize bir siyasal parti gibi görev biçme rolü, derdim yok. Bizim kendimize İnsan hakları örgütü,  sendikalar gibi rol biçme derdimiz yok. İşçilerin haklarını koruyacak sendikaların sesleri çıkmıyor. Siyasal partiler de düzene tamamen ayak uydurmuş durumdalar. Bağırmaya çağırmayla bir takım hukuki mücadelenin fayda getirmediğini düşünüyorum. Bizim sokağa çıkma, sokakta sesimizi yükseltme, bir arada olma gibi bir görevimizin olduğunu düşünüyorum, Oturarak konuşarak tartışma dönemi bitmiştir. Sizin tartışacak zamanınız da yok. Mevcut mücadele tarzı da sizleri bir yerlere götürmüyor. İki arada bir derede kalmış durumdayız. Öylesi bir ortamdayız ki şu anda, çalışanların haklarını, hukuklarını koruyamadığı, geleceklerinden endişe duydukları bir ortamdayız. Bizim meslektaşlarımız açısından bakıldığında giderek işsizliğin arttığı bir sürece gidiyoruz. Bu, ülkedeki ekonominin bozulduğunun da bir işaretidir. İşsizliği körükleyen işyerlerinin kapandığı, toplumun her katmanında işsizliği arttığı bir sürece gidiyoruz. Ekonomik çöküntü içerisinde.”

MMO Adana Şube Başkanı Hasan Emir Kavi, danışma kurullarının ülke gündeminin olanca ağırlığıyla hissedildiği bir dönemde gerçekleştirildiğini söyledi.Kavi, oda çalışmaları hakkında bilgi verdi ve şöyle konuştu:mmo_danisma_ (5)

“Ülke gündeminin olanca ağırlığıyla hissedildiği bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Bir yandan insanlarımız şiddetin gölgesinde hayatta kalmaya çalışıyor, kentler yıkılıyor; bir yandan yoksulluk, iş cinayetleri gibi büyük sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyor; diğer bir yandan ise meslek alanımıza ilişkin hayati önemdeki konu ve sorunlar çözülmeyi bekleyen bir sorun olarak önümüzde duruyor.

Ülkemizde bozulan toplumsal barış sağlanarak doğa ve kültür değerlerinin korunması da önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Bizler, öldürmek yerine yaşatmaktan, barıştan ve uygarlıktan yana olan bir mesleğin insanlarıyız.

Bilirkişilik hizmetinin gelmiş olduğu sorunlu noktayı biliyoruz. Bu hizmet, kamu yararı ön planda olan, toplumun hak ve çıkarlarını koruyan, yurttaşların haklarını gözeten, mağduriyetlerini önleyen bir anlayışla yapılması gereken bir iştir. Ancak, bilirkişiliğin güvenilirliği konusunda, kamuoyunda olumsuz bir görüş hakimdir. Yargının re`sen atama yetkisi Odamızın sürece müdahil olmasının önünde bir engel olarak durmaktadır. Bilirkişilik sisteminde yaşanan olumsuzlukların giderilmesi bir yana, TMMOB ve Odamızın görüş ve önerileri dikkate alınmayarak yeni bir Bilirkişilik Kanun Tasarısı hazırlanmıştır.mmo_danisma_ (1)

İşçilerin kiralanmasının ve özel istihdam büroları kurulmasının yolunu açan, Özel İstihdam Büroları Yasası 6 Mayıs 2016 günü sabaha karşı Meclis Genel Kurulu’nda AKP tarafından onaylandı.

Kölelik yasasına göre; Kiralık işçi uygulaması özel istihdam büroları vasıtasıyla uygulamaya geçecek. İş ve işçi arayanlar özel istihdam bürolarına başvurabilecek. Özel istihdam büroları da işveren ile işçi kiralama, geçici işçi ile de iş sözleşmesi imzalayacak. İşçiyi çalıştıracak olan işveren işçi kiralama sözleşmesi karşılığında özel istihdam bürosuna bir bedel ödeyecek. Özel istihdam bürosu bu bedelden kendi komisyonunu aldıktan sonra işçinin ücretini ödeyecek. Geçici işçiyi çalıştıranlar, iş hukuku bakımından işveren olmayacak. Özel istihdam bürolarının işveren olarak yükümlülüğü işçinin kiralık olarak çalıştığı süreyle sınırlı olacak. İşyerindeki başka işçilerin hamilelik, askerlik, yıllık izin ve hastalık hallerinde, mevsimlik tarım işlerinde ve ev hizmetlerinde kiralık işçilik uygulaması yapılabilecek.

Peki biz ne anlıyoruz; Kiralık İşçilik Yasası güvencesiz çalışmada varılan son noktadır.

Bu düzenleme ile; güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışma yaygınlaşacak, iş güvencesi tamamen ortadan kalkacak, emekçiler açlık sınırının altında ücretlerle çalışmaya mahkum edilecek, örgütsüz çalışma yaygınlaşacaktır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından en riskli işçiler yine kiralık işçi statüsünde çalışan emekçiler olacaktır. Ayrıca bu yasadan en olumsuz etkilenecek olanlar kadın işçiler olacak ve kadın işçiler üzerindeki sömürü derinleşecektir. Kıblesi sermaye olan emekçi düşmanlarına karşı birleşik bir mücadeleyi örmekten ve büyütmekten başka bir yolumuz yoktur.

Birliğimiz; Üretenlerin yönettiği eşit, özgür, laik ve demokratik bir Türkiye için mühendis, mimar ve şehir plancıları mücadele saflarını sıklaştıracaktır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°