Çalışma Bakanına Açık Mektup

Çalışma Bakanına Açık Mektup

Sayın Bakan,


Türkiye’de çalışma yaşamını yönetemiyorsunuz. Bu nedenle istifa etmelisiniz.

Yönettiğiniz Bakanlık deneme ya da yaz boz tahtasına dönüştü.

2003 yılından buyana bu alandaki gelişmeleri yakından takip eden birisi olarak diyebilirim ki, sizden önceki Bakanlarda yönetemiyordu. Bakanlığınızın çıkardığı yönetmelikler TMMOB ve TTB gibi iki kuruluş tarafından Danıştay’a götürülmüş ve iptaller yaşanmıştı. Bu iki kuruluş, koskoca TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını hallaç pamuğu gibi atmış, tarumar etmişti.

Bakanlığınızın yaptığı hukuksal düzenlemeler hukukun üstünlüğü duvarına çarpıyor, yeniden yapılan düzenlemeler aynı şekilde hukuk tarafından buruşturulup atılıyordu.

Biliyorsunuz bu süreçte yaşananlar, Bakanlığınızı şoke etmiş, deyim yerindeyse Bakanlığınızı felç etmiş ve uzun süre hareketsiz bırakmıştı.

30 Haziran 2012 tarihinde, Resmi Gazete’de 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu yayınlandığında sevinmiştik. 01 Temmuz’a büyük umutlarla girmiştik.

Ancak, işverenlerin baskısıyla hukuka aykırı olarak İSG Hizmetleri Yönetmeliğinde ilk değişikliği yaptığınızda, yani C sınıfı uzmanların meslek alanları kapsamında yedi yıl süreyle bütün tehlike sınıflarına bakabileceği hükmünü getirdiğinizde gidişatın yine içinden çıkılamaz olacağının ilk sinyallarini vermiştiniz.

Ve devamında yaşanan işyeri denetimleri sürecinde, gidişat daha belirgin hale gelmişti. İş müfettişleriniz Ocak-Şubat/2013 döneminde denetime çıkamadılar, çıkarılmadılar. Mart ayında şöyle bir gezindiler, işyerlerine tavsiyelerde bulundular.

Şimdi ise denetim yapıyorlar, ancak gördükleri eksiklikler konusunda süre ya da meyil veriyorlar. Yani eski siteme geri dönüldü. Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, eski sistemde işyerleri “mış” gibi denetleniyordu. Ben sokakta bir suç işlesem kimse bana süre vermiyor. Oysa iş yaşamında suç tespit ediliyor, düzeltilmesi için süre veriliyor.

Bu sistemde ben, kanunda yazılı ceza gerektiren bir suç işlediğimde kasıt olarak değerlendiriliyor. İşveren işyerinde aynısını yaparsa bilinçli taksir olarak değerlendiriliyor. Bu sistemde ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğinde iyileştirme yapılabilir mi?

Ve şimdi Meclis’e sevkedilen;

ü      30 Haziran 2013 te yürürlüğe girecek olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma yükümlülüğünü bir yıl süreyle, yani 30 Haziran 2014 yılına,

ü      30 Haziran 2014 te yürürlüğe girecek olan kamu ve az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma yükümlülüğünü iki yıl süreyle, yani 30 Haziran 2016 yılına

erteleme konusundaki değişiklik, zaten kör topal işlemekte olan sürece tuz biber ekmiştir.

TESK Başkanının yaptığı görüşme sonrasında, her konuda, herşeyin en iyisini ben bilirim diyerek bu ülkeyi kaosa sürükleyen Başbakan’ın talimatıyla yeni değişiklik gündeme gelmiştir.

Sayın Bakan,

Bakanlığınıza bağlı SGK nun istatistikleri göstermektedir ki; Türkiye’de iş kazalarının yüzde altmışı elli ve daha altında işçi çalıştıran işyerlerinde yaşanmaktadır.

Siz ve Başbakanınız, bu işyerlerinde çalışan işçi sınıfının can güvenliğini sermaye ile yaptığınız pazarlık masasına yatırdınız.

Sağlıklı yaşama ve sağlıklı çalışma hakkı, dünyada en temel insan haklarının başında gelmektedir. Siz bu değişiklikle çalışanların, emeği ile geçinenlerin, emeğinden başka satacak bir şeyi olmayanların en temel haklarını elinden alıyorsunuz.

O insanların yaşamlarını ve geride bıraktığı canlarının; anne, baba, eş ve yetim çocuklarının, yani ailesinin sofrasına zehir saçtınız. Onların ocaklarına od düşürdünüz, ateşe verdiniz evlerini ve tüneklerini.

Bu ülkede insanların ve kuruluşların hayallerini yıktınız.

Size güvenerek babasının emekli parasından kısarak, karısının yüzüğünü satarak, borçlanarak, acaba bir iş bulabilir miyim diyerek eğitim almış iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin çalışıp kendisi ve ailesine katkıda bulunma hayallerini yıktınız.

Size güvenip varını yoğunu satarak, on binlerce lira masraf edip OSGB kurmuş insanların ocağına incir ağacı diktiniz.

Sayın Bakan,

Bu değişikliğe hiç mi hiç gerek yoktu. Eğer Başbakanınız ve siz beni çağırıp görüş alsaydınız size çok net, çok somut olarak bunu anlatırdım.

Çünkü, İş Güvenliği Uzmanları çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliğinde iş güvenliği uzmanlarının görev süreleri eskiye oranla yaklaşık üçte bire düşürülmüş, yani komik denecek düzeyde azaltılmıştı.

Örneğin; tehlikeli sınıfta yer alan ve 49 işçi çalıştıran bir işyerine eskiden 30 küsür saat hizmet verilmesi gerekirken yeni yönetmelikle bu süre 12 küsür saate düşürülmüştü.

Çıkarılması beklenen işyeri hekimleri ile ilgili yönetmelikte de aynı şekilde süreler çok düşürülüyordu. Dolayısıyla bu sürelerde verilecek hizmetin karşılığı da düşük olacaktı. Zaten var olan kıyasıya rekabet hizmet bedellerini oldukça düşürmüştü.

TESK Başkanının Başbakanınıza sunduğu ekonomik gerekçelerin hiçbirisinin doğru olduğunu tahmin etmiyorum. Oyunda gözü olmayan yerim dar dermiş. Öpmeye niyeti olmayan, yanağın nerede diye sorarmış. Zaten sermaye, bu oyunda hep yerim dar dedi, sermaye bu oyunda hep yanağın nerede diye sordu.

Feodal sistemin tasfiye edilip Kapitalist sistemin kurulduğu1800 lü yıllardan buyana sermayenin bu tarakta hiç bezi olmadı. Onlara göre çalışan insan bir makinadan, paradan farksız değildi. Alınıp satılabilirdi. Sakatlanınca, meslek hastalığına yakalanınca, arızalanan bir makina, tezgah, iş ekipmanı gibi kaldırılıp bir kenara atılabilirdi.

Sayın Bakan,

Bu yeni gelişme gösterdi ki, siz bu işi yapamıyorsunuz ve sınıfta kaldınız. Yapmanız gereken tek şey istifa etmektir.

Üstelik sizi yönlendirmesi gereken, size doğruları anlatması gereken Sayın İSG Genel Müdürü ve ekibi de sınıfta kalmıştır. Çünkü onlar siyasetin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin memurları olmaları gerekiyordu. 2003 yılından buyana izlediğim kadarıyla yaşanan olaylar, hukuksal alanda yaşanan gel-git ler, med-cezir ler, onların da istifa etmeleri gerektiği yönündedir.

Saygılarımla,

24 Haziran 2013.

Mahmut TEBERİK

 

Not: Bu yazı, hiç umudum yok ama 550 milletvekiline de gönderilmiştir.

 

Mahmut TEBERİK

24.06.2013 17:23:05

YAZARLAR


KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK

A.KADİR KAÇAR YAZDI/ DDY ÇILDIRMIŞ OLMALI...

TARKAN, YARININ KÖYLERİ İÇİN ADANA’DA

“ŞİDDET EN YAKICI SORUN HALİNE GELDİ”

“SEYHANLILARA VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTACAĞIZ”

SEYHAN’DA AK PARTİ’DEN 3 İSİM MHP'DE