CAMİLİ’YE TAZİYE EVİ
SİYASET 20.09.2016 17:37:06 0

CAMİLİ’YE TAZİYE EVİ

CAMİLİ’YE TAZİYE EVİ

Yüreğir Belediyesi tarafından Camili Mahallesi’nde yaptırılan Taziye Evi, Muhtarlık Binası ve haftanın belirli günlerinde hizmet verecek sağlık evi hizmete açıldı.
Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan Camili Taziye Evi ve Spor Tesisinin açılışında yaptığı konuşmada taziye ve başsağlığının hem dinimizde hem de geleneğimizde önemli bir yeri olduğunu belirterek, “Dost, akraba, komşu herkes acılı günlerde dostlarının yanında olmak istiyor. Tıpkı mutlu günlerde sevinçlerini paylaştıkları gibi acılarını da paylaşmak istiyor. İlçemizin demografik yapısı bu güzel geleneğin devamında oldukça önem arz ediyor. Yağmurda çamurda taziyelerde sıkıntılar yaşanıyordu. Bu mekânlar, bu sıkıntıları giderdi. Bugün 17’inci Taziye Evimizi açıyoruz. Bu sayıyı 20’ye tamamlayacağız. Buralar sizin paralarınızla yapıldı, sizler sahip çıkacak, koruyacak, yaşatacaksınız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Camili Mahallemize hayırlı uğurlu olsun.” şeklinde konuştu.
''HİZMETİ VATANDAŞIN AYAĞINA GÖTÜRÜYORUZ''celikcan_taziye_evi1 (1)
AK Parti Adana Milletvekili Şükrü Erdinç Türkiye'de önemli hizmetlerin yapıldığını belirterek ''Taziye evi, muhtarlık binası, sağlık evi ile çok güzel bir hizmet. Hizmeti vatandaşın ayağına götürüyoruz.'' şeklinde konuştu.
Açılışa AK Parti Adana Milletvekili Şükrü Erdinç, AK Parti Adana İl Başkanı Fikret Yeni, Yüreğir Kaymakamı Fatih Genel, AK Parti Yüreğir İlçe Başkanı Ahmet Çözer, Belediye Meclis Üyeleri, Camili Mahalle Muhtarı Hayri Alparslan ve vatandaşlar katıldı.
celikcan_taziye_evi1 (3)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°