Cemre dünya pazarında
Manşet Haber 26.08.2015 20:10:59 0

Cemre dünya pazarında

Cemre dünya pazarında

yerli_erik_cemre (3)Erkenci Japon grubu erik çeşitleri arasında albenisi ve yüksek kalitesiyle meyve ihracatçıları tarafından oldukça yoğun talep gören Cemre’nin; Türkiye’de üretim hakkı Elma; Verben ve Bantes Tarım’a verildi.

Beta Ar-Ge ekibi tarafından ıslah edilen Japon erik Cemre  çıktığı dönemde rakiplerine göre; antioksidant içeriği, albeni, renk, tat ve irilik gibi kalite kriterlerinin çok yüksek olmasının yanında; erkenci ve verimli bir çeşit olarak biliniyor. “Geleceğin Meyveleri Projesi” kapsamında Beta Fidan tarafından ıslah edilen erik çeşidi Cemre  Türk ve dünya meyvecilik sektörüyle tanıştırdı.

Ziraat Mühendisi Dr. Emine Tanrıver, Cemre’nin rengiyle tadıyla rakipsiz muhteşem bir meyve olduğunu söyledi. Tanrıver; “Son yıllarda dikimi ve tüketimi artan Japon grubu erikler Akdeniz ve Ege bölgesinde kendisine dikim ve yayılma alanı bulmaktadır. Geniş çeşit yelpazesi ile Mayıs-Ekim ayları arasında üretimi yapılabilmekte ve pazara sunulmaktadır. Ülkemizde üretilen Japon erik çeşitleri iç pazardan daha çok ihracata gönderilmektedir” dedi.

YÜKSEK TALEP GÖRÜYORyerli_erik_cemre (1)

Japon eriklerin özellikle Rusya, Dubai, Arabistan ve Mısır gibi ülkelerin meyve pazarında çok yüksek talep gördüğüne dikkat çeken Dr. Emine Tanrıver,  şöyle konuştu:

“ Eylül-Ekim aylarında hasat edilen Japon erik çeşitleri; soğuk hava deposunda 60-120 gün boyunca muhafaza edilerek kış aylarında iyi fiyatlara pazarlanabilmektedir. Beta Fidancılık Ar-Ge ekibi, kendi gen kaynaklarını, kalite kriterleri yüksek ticari çeşitlerle birleştirerek, yüksek pazar değerine sahip, olumsuz toprak ve iklim koşullarına dayanıklı  yeni çeşit ve anaç ıslah programları ile Türk ve Dünya Meyvecilik Sektörüne  yön vermeye devam ediyor. Cemre  erkenci Japon grubu erik çeşitleri arasında muhteşem albenisi, yüksek kalitesiyle, rakipsizdir ve meyve ihracatçıları tarafından oldukça yoğun talep görmektedir.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°