Cengiz Zeybek’e teşekkürler...

Cengiz Zeybek’e teşekkürler...

Adana’da havalar aşırı şekilde ısındı...

Dolayısıyla gençler ve çocuklar serinlemek için sulama kanallarına girmeye başladı...

Adana Emniyet Müdürlüğü, güzel bir uygulama başlatarak sulama kanallarında yüzen çocukları toplayarak kanallarda serinlemenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatıyorlar...

Emniyet Müdürlüğü ekipleri sulama kanallarının kenarında çocukları çocukları takip etmekle kalmıyor helikopterle hava destekli sürdürüyor...

Burada tabi ki amaç çocukların boğularak hayatlarını kaybetmemesi ve annelerin üzülmemesi...

Tabi Adana Emniyet Müdürlüğü’nün çabası yeterli gelmiyor. Bu konuda anne ve babaların da yardımcı olması gerekiyor. En azından ekonomik durumu iyi olan velilerin çocuklarını yüzme havuzlarına yazdırmaları gereklidir diye düşünüyorum...

Ekonomik durumu iyi olmayan velilerin de çocuklarına, sulama kanallarında serinlemenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatması gerekiyor. Sulama kanallarında boğulma olaylarının yanı sıra sudan hastalık kapabilecekleri de anlatılmalı çocuklara. Burada en büyük görev anne ve babalara düşüyor...

Geçtiğimiz yıla kadar Adana Büyükşehir Belediyesi “Analar ağlamasın, çocuklar boğulmasın” sloganıyla yüzme kursları düzenliyordu. Bu yıl düzenlenip düzenlenmeyeceğini bilemiyorum.

Ancak, şu unutulmamalı ki Büyükşehir Belediyesi’nin yüzme kursları, sulama kanallarındaki boğulmaları büyük ölçüde önlüyor...

Eğer, Büyükşehir Belediyesi bu yıl yüzme kurslarını düşünmüyorsa, hemen programına almalı. Programına almalı ki, çocuklar havuzlarda serinlesin, canlarından olmasın ve analar ağlamasın...

Adana Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek’in şahsında tüm emniyet mensuplarını kutluyorum...

Adana Emniyet Müdürlüğü, onca işinin arasında bir de gençler ve çocukların sulama kanallarında boğulmasını önlemek için çaba göstermesi taktire şayandır...

Tekrar belirtmekte fayda var...

Adana Emniyet Müdürlüğü’nün çabası yeterli gelmeyebilir, anne ve babalar da çocuklarına karşı görev ve sorumluluklarını unutmamalı...

Anne ve babalar unutmamalı ki, çocukları sulama kanallarında yaşamlarını yitirirse, bir daha ki anne ve babalar gününü evlatsız geçirebilirler...

Bu nedenle, anne ve babalar işi sadece Adana Emniyet Müdürlüğü’ne bırakmamalı...

Eğer görev ve sorumluluklarınızı yerinize getirmezseniz, yarın bir gün çocuklarınıza değil toprağa sarılırsınız...

Bizden uyarması...

Hüseyin SUNGUR

22.06.2015 13:51:40

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI