CEYHAN DEVLET HASTANESİ VE STADYUM NE ZAMAN BİTİRİLECEK?
Manşet Haber 12.02.2020 18:43:06 0

CEYHAN DEVLET HASTANESİ VE STADYUM NE ZAMAN BİTİRİLECEK?

CEYHAN DEVLET HASTANESİ VE STADYUM NE ZAMAN BİTİRİLECEK?

TBMM Genel Kurulu’nda konuşan CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, Adana’nın birikmiş sorunlarını tek tek sayarak “Adanalılar olarak iktidarın bu yatırımları acil olarak bitirmesini, kentimize istihdam kapılarının açılmasını bekliyoruz” dedi.

CHP’li Sümer, Adana’nın sorunlarını TBMM ve ülke gündemine taşımaya devam ediyor. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine partisi adına konuşan Sümer, Türkiye’nin ve Adana’nın temel sorunlarını gündeme taşıdı.

Sümer, partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye'nin iyi yönetilmediğini, hatta savrulduğunu hep dile getirdiklerini belirterek “İktidar her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylese de TÜİK'in saklamaya çalıştığı istatistikler bile bu gerçeği her gün doğruluyor” diye konuştu.

TARIM CAN ÇEKİŞİYOR

Adana’yı da yakından ilgilendiren tarım sektörünün can çekişir hâle geldiğini kaydeden Sümer, 2002 yılında 7,5 milyon kişi tarım sektöründe faaliyet gösterirken bu sayının 4,9 milyona düştüğü bilgisini verdi.

KÖYLERİN DURUMU

CHP’li Sümer, Adana’nın kırsal ilçelerimizde büyük sorunlar yaşandığını, bütünşehir yasasıyla köylerin mahalle olduğunu belirterek “Vergiler arttı ama aynı oranda hizmet alamaz hâle geldiler. Mesela Adana'nın merkezi Reşatbey Mahallesi ile kuzeydeki bizim en son ilçemiz Tufanbeyli'nin Kirazlıyurt, Karsavuran ve Kayacık köyleri aynı statüde ele alınabilir mi?” diye konuştu.

Özellikle köylerde altyapı ve üstyapı sorunlarının yaşandığını, elektriklerin kışın sık sık kesildiğini, kar yağışından dolayı yolların bir hafta on gün kapalı kaldığını, telefon şebekelerinin çekmediğini Genel Kurul’da anlatan Sümer, konuşmasında şunları söyledi:

TEMSA NE OLACAK?

“Ben buradan iktidara soruyorum.

Yerli ve milli olan, yılda 12 bin araç üreten, 1.500 işçinin çalıştığı TEMSA'da üretim durdu, akıbeti hâlâ belirsiz. İncirlik Üssü'nde işten daha bir hafta önce çıkarılan 424 işçinin durumu hâlâ belirsiz.

Bir futbol kenti olan Adana'da yeni stadyum inşaatı 2014 yılında başladı, hâlâ maalesef bitirilemedi.

İnşaatı bitirilemeyen başka bir bina daha var, Adana Adliyesi. ‘Türkiye'nin en büyük adliyesi’ diye tanıttılar, 2014 yılında temeli atıldı, maalesef hâlâ bitirilemedi.

Ceyhan Devlet Hastanesinin inşaatı 2012 yılından beri hâlâ tamamlanamadı. Ceyhanlılar soruyor: ‘Hastanemiz ne zaman hizmete açılacak?’ diye.

Yüreğir ilçemizin Karataş Caddesi üzerinde bulunan ve tam 117 yıl önce hizmete giren, 2012 yılında da yıkılan bir hastanemiz vardı. Yüreğir'in yanı sıra, Karataş Ovası'na veköylerine de hizmet veren bu hastanemiz yıkıldı, maalesef yerine modern bir hastane yapılacak dendi ama hâlâ temeli bile atılmadı. Buraya hastane yapılacak mı, yoksa arazisi özelleştirilip satılacak mı?

KARATAŞ YOLU NE ZAMAN BİTECEK

Adana trafiğinin can damarı olan ve ölüm yolu olarak bilinen Karataş Yolu ne zaman bitirilecek?

Adanalılar olarak iktidarın bu yatırımları acil olarak bitirmesini, kentimize istihdam kapılarının açılmasını bekliyoruz.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°