ÇGC Başkanı: Bakkal açmak zor
Manşet Haber 28.09.2012 01:16:48 0

ÇGC Başkanı: Bakkal açmak zor

ÇGC Başkanı: Bakkal açmak zor

Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir, gazete sahibi olmak için bir dilekçenin yeterli olduğunu belirterek, 'Bakkal açmak bile daha zor' dedi.

Adana'da gazetecilik mesleğinin geldiği noktayı değerlendiren Cafer Esendemir,Adana Haber Gazetesi'nden Ali Gültekin'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Esendemir bugün bir bakkalın bile odaya kayıt yapmadan faaliyet gösteremediğine dikkat çekerek, 'Kafasına esen Savcılığa verdiği bir dilekçe ile gazete çıkarıyor' sözleriyle durumun vehametini gözler önüne serdi. Esendemir, kaliteli kadrolarıyla, ajans haberciliğinden sıyrılmış, 8-10 bin tirajlı, cesur yayın yapan gazetelerin olduğu bir Adana'yı hayal ettiğini söyledi.

Aliye Gültekin: Hızla ilerleyen teknolojiden en fazla nasiplenen şüphesiz medya sektörü. Ama bu durum yazılı medya için internete kayma endişeleri de yaratıyor.

Bir süredir söylenen, 'gazetelerin tarihe karışıp, internet haberciliği döneminin başlayacağı' düşüncelerine ne denli katılıyorsunuz?

Cafer Esendemir: Evet hızla gelişen teknolojiye süratle adapte oluyoruz. Eskiden sadece TRT'nin yayın yaptığı dönemde bir gazete haberini Doğu Anadolu'daki insan iki gün sonra okurken, bugün bir çok özel ve karasal yayın yapan televizyon ve radyolarla habere anında ulaşıla biliniyor. Bununla beraber internet medyası da etkili düşüyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de internet gazeteciliği, olağanüstü çoğaldı. Her kurumun, gazetenin internet sitesi olduğu gibi, sırf internet gazetesinde yayın yapan insanlar da bulunuyor. Ama bu son yıllarda şöyle dillendiriliyor; internet medyası, yazılı medyayı bitirecek. Bunu yıllardır duyuyoruz

ama ben yazılı medyanın biteceğini sanmıyorum. Şu tabletler çıktığında da gazeteler biticek denilmişti, ama diğer taraftan gazetelerin tirajının son zamanlarda arttığına da tanıklık ediyoruz. Yazılı medya da, her şeye rağmen internet portallerini oluşturmuş hazır durumda bekliyor. Özetle, ben yazılı medyanın yani gazetelerin internet portallerinin gelişmesiyle biteceğini sanmıyorum. Çünkü her haberin ayrı okuyucusu var. Ayrıca herkes bilgisayarı istediği gibi, istediği yerde kullanamayabilir de. Bugün bir çok insan gazete abonesi olmuş alıp evinde, tatilde yazlığında, bağında okuyor. Ama bazı yerde internet çekmeyebiliyor. O zaman ne yapılacak?
Aliye Gültekin:Teknolojinin bu anlamda gelişmesine pek taraf değilsiniz o zaman...

Cafer Esendemir: Teknolojinin gelişmesine tarafım ama yazılı medyanın bitirilmesi yada ortadan kalkmasının mümkün olacağını sanmıyorum, görmüyorum...
Aliye Gültekin: Adana medyasını genel anlamda nasıl görüyorsunuz, nerde görmeyi arzu ediyorsunuz?

Cafer Esendemir: Bugün Türkiye'de yerel medya çok büyük görevler üstleniyor. Demokrasinin olmazsa olmazıdır yerel medya. Halk, derdini, sorununu yaygın medyada istediği gibi dile getiremiyor. Yaygın gazete ve televizyonların bölgemizle ilgili sunduğu haberlerin geneli asayişle ilgili. Demek ki asayiş haberleri daha dikkat çekiyor. Ancak bir büyük bir festival olursa kentimiz yılda bir iki kez gündeme geliyor.Onun dışında yangın, afet, cinayet ve terör olaylarında daha çok gündeme geliyor Adanolu şehirleri. Ama yerel medya, bu şehrin tüm dinamiklerini elinde tutuyor Sivil Toplum Örgütlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına, siyasi partilere ve halka her türlü desteği verebiliyor, sorunlarını dile getiriyor. Yerel medya olmasaydı vatandaşlar kendi sorunlarını dile getirecek mecra bulamazdı. Onun için yerel medyanın tüm illerde olduğu gibi Adana'da da okunarak, ilan verilerek desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanında artan yerel

basın girdi ve masfraları, Basın İlan Kurumu'ndan gelen destekle karşılanamaz hale geldi. Bugün devlet tarım başta olmak üzere bir çok sektörde sübvansiyon

uyguluyor girdilerde, aynı sübvansiyon bugün basın sektöründe de

uygulanabilir. Yerel gazetelerin sigorta ve vergilerini cüzi rakamlara indirebilir, kullanılan kağıtlarda sübvansiyon uygulayabilir. KOBİ'ler kanalıyla da çeşitli destekler sağlanabilir. Böylelikle yerel medya daha rahat nefes alır, görevini daha rahat icra edebilir.

Diğer taraftan yerel medyanın ajans haberciliğinden,fotokopi gazeteciliğinden kurtulması lazım. Elinize aldığınız gazetelerin hepsi aynı fotokopi gibi. Gazeteleri alıyorsunuz aynı haber, aynı başlık, aynı fotoğraf.Bu okuyucuya büyük bir saygısızlık. Peki bu gazetelerin kendi muhabirleri, kadrosu yok mu?Siz kendiniz üretirseniz, gazetenizi okutursunuz, tavsiye edip, alınmasını sağlarsınız.

Gerçek amaçları birbirleriyle rekabet ve gazetecilik olsun, atlatma haberler, röportajlar yapsınlar, atlatma fotoğraflar çeksinler. Günümüzde bir çok gazete de malesef bunu göremiyoruz. Ajansla, yerel gazetedeki gazeteci bi anlamda yozlaştırılıyor. Bunun için yerel gazetelerin, mutlaka kaliteli gazeteciler çalıştırmasını, özel haberlere ağırlık verilmesini öneriyoruz.

Aliye Gültekin: Bu meselenin altında yatan problem nedir, neden istenilen kalite sağlanamıyor sizce?

Cafer Esendemir: İşin özü maliyete dayanıyor.İşçi maliyeti, SSK gibi bir çok kalem var. Bunların nasıl karşılayacaksınız? Gazete patronu ancak bunlara para yetiştirmekle uğraşıyor,çalışanlarına para veremiyor, o da büyük sıkıntıların zeminini oluşturuyor...

Aliye Gültekin: Bizlerin de meslek örgütlerimize yönelik eleştiri noktası ortak; yeterince denetlenmiyoruz, bir dilekçe ile isteyen gazete çıkarabiliyor, bu görev kimin, gelişi güzelliğin önüne nasıl geçilebilinir?

Cafer Esendemir: Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Adana'da da yerel gazetecilik konusunda bir takım sıkıntılar yaşıyoruz. Bugün kafası esen kendi adına, kızının adına, Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği bir dilekçe ile gazete çıkarıyor. Bunun takibini Cumhuriyet Savcılığı da yapabilir ama onun göevidir diyemiyorum.

Aliye Gültekin: Peki denetim kimin görevi?

Cafer Esendemir: Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon İl Müdürlüğü, Basın İlan Kurumu veya Valilik yapabilir. Ama bizim bunları denetleme gibi bir yetkimiz ve görevimiz yok, biz sadece ikili ilişkilerle bunlara müdahale etmeye çalışıyoruz. Müdahale edişimizde 'Sen napıyorsun?' diyebilir, öyle bir yetki yok çünkü.

Bugün bir avukat Baro'ya kayıtlı olmadan avukatlık yapamaz, avukatlık yapamadığı gibi avukatlık bürosu da açamaz, bakkal bile bakkallar derneğine üye olmadan bakkal dükkanı açamazken, bir dilekçe ile gazete çıkarmak iş olmuş.

Gazetecilik okumamış, kafası esmiş gazeteci olmuş, sevgilisi istemiş televizyon almış, kızı istemiş radyo almış, damadı istemiş radyo kurmuş. Adam kasap, kızına radyo açıyor. Yani böyle bir şey var mı? Dünyanın neresinde görülüyor, tamam demokrasi var, ifade özgürlüğü var, ama bu kadar da olmaz ki...

Aliye Gültekin: Artık 'illa gazetecik mezunu olsunlardan' da vazgeçtik. Gazetecilik kriterlerini barındırmayan ama bu işi yapmak isteyenlerden madem kurtuluş yok, o zaman onların sektöre ayak uydurmasını sağlayalım dersek ne önerirsiniz?

Cafer Esendemir: Adana'da son yıllarda kimliklerinden ve kişiliklerinden endişe duymadığım bir çok insan, bazı gazetelere girerek gazete patronlarının oluruyla köşe yazıyorlar. Bir süre sonra bakıyorsunuz ki bu adamlar, gazete patronlarının

başlarına bela olmuş. Patronlar 'bundan da gazeteci olur mu' diyerekten, basını eleştirmeye kalkışıyor. En başta siz bunları bağrınıza basıp, gazeteci diyor, yaratıyorsunuz sonra işinize gelmeyince, size dokununca, ' bundan da gazeteci olmaz' diyorsunuz...

Efendim bu mesleği icra etmeyen, bu mesleği benliğinde hissetmeyen insanların ben gazeteci olduğuna inanmıyorum. Bir kere gazeteci geçimini sadece ve sadece gazetecilikten sağlayandır, köşe yazarı ise köşesini yazar, işini yapar, çeker gider. Ama gazeteci sonuna kadar, 24 saat gazetecidir, her an telefon ucunda habere gitmek için bekleyen, sayfa çizen gazetecidir. Ben haftada bir gün yorum yaptım diye gazeteci diyemem ki kendime. Efendim geçimimi başka işten sağlayım, bunun yanında internet portalı kurayım, gazeteci olayım.Yok böyle bir şey.

Bir defa biz cemiyetimize diğer illerde olduğu gibi sarı basın kart sahibi olmayanı üye yapmıyoruz, ha üyelerimizde de seçici oluyoruz. Neden? meslek revize olmasın diye.



Aliye Gültekin: Adana mesleğimizin algı iyi mi, kötü mü?

Cafer Esendemir:Yerel gazetelerle ilgili sıkıntılar her yerde olduğu gibi Adana'da da var. Türkiye geneline bakarsanız Adana yine iyi. Bir Mersin, Isparta örneklerini vermeye kalksam. Adana'da yerel gazete sayısı çok fazla. Bunun yerine kaliteli olması daha önemli. Eskişehir, Sakarya, Samsun, Bursa, İzmir gibi illerde

günlük 8-10 bin tirajlı gazeteler var, bizim burada neden olmasın?



Aliye Gültekin:Sahiden tiraj demişken, 8-10 bin tirajlı illerden

bahsederken,Adana'da bin rakamını zor telefüz ediyoruz. Yıllardır Adana'da aşılamayan sorunun kaynağı; yapılan gazetecilikle alakalı mı? Yoksa okuma alışkanlığına mı bağlı?

Cafer Esendemir: Adana'da genel bir baskı sayısı düşüklügü var. Diyorum ya ajans haberciliği.. Ajans haberciliğine dayalı gazetecilik yaparsanız böyle olur.

Direkt bir noktaya değilde, tüm sorunlara eğilmezseniz tirajınızın da artmasını beklemeyin. Mümkün oldukça kucaklayıcı, toplumun her kesimini ilgilendirecek haberler ve röportajlar yapılmalı. Ama siz sadece belli kesimle giderseniz olmaz.

Yerel gazetecilerin, gazetelerin oto kontrol amaçlı kendi kendilerini iyi denetlemeleri lazım. Eğer topluma dürüstlük aşılamak istiyorsak, önce kendimize bakacacağız. Alın terine önem vereceğiz, açtığımız kadrolara aile yakınlarından ziyade muhabirlerimizi yerleştireceğiz.





Aliye Gültekin: Size göre; bir gazete ve gazeteci nasıl olmalı?

Cafer Esendemir: Önce vicdanlı olmalı.. Okuyucusunu haber olarak ilgilendiren

her şeyi cesurca yazmalı, birilerinin 'etlisine, sütlüsüne dokunuyor' diye haber yapmaktan kaçınmamalı. Gazeteciye hak ettiği ücreti vermeli. Adana'da bir kaç kurum dışında bakıyoruz ki gazetecilere evlerini geçindirecek ücretler ödenmiyor. Ne oluyor gazetecinin gözü başkasının cebinde oluyor. Gazeteci, sadece gazetecilikle geçimini sağlayan ve bu işi yapandır. Gazeteci, halkın sorunlarına duyarlı, düzgün, iyi ahlaklı, haberi olduğu gibi veren, yorum katmayan cinsten olmalı.



Aliye Gültekin: Mesleğimizde eğitim ne kadar önemli sizce?

Cafer Esendemir: Eğitim kesinlikle ve kesinlikle çok önemli. Hep konusu olur, 'Alaylılar ve mektepliler.' Ben hiç bir zaman alaylının aleyhine konuşmam, çünkü bende bir alaylıyım sonuçta. Ama eğitim olmazsa olmaz, mutlaka gazeteci alaylı da olsa belli bir eğitimden geçmeli. Gazete patronları gerekirse çalışanlarını

bu yönde eğitime göndermeli. Özellikle gazeteci bir değil, en az iki yabancı dili bilmeli. Sen de yurtdışına gittin bir kaç, orda görmüşsündür. Herkes İngilizce, Almanca konuşuyor, siz bilmiyorsanız kendinizi çıplak gibi hissediyorsunuz.

Benim İngilizcem var, diğer dilleri dekendimi ifade edebilecek kadar kullanıyorum. Bazen yurtdışına çıkacağım zamanlarda ihtiyacım olacak bazı cümleleri oturup ezberliyorum.



Aliye Gültekin: Bazıları da toplumda yer bulmak, kimlik kazanmak, yada hobi amaçlı gazetecilik yapıyor. Bunlara tavsiyeniz ne yönde?

Cafer Esendemir: Gazeteciliği geçim kaynağı olarak gören insanların yapmasını tavsiye ediyorum. Bu bir oyuncak değil. Bizim denetleme yetkimiz yok malesef, geçmişte ilgili kurumlara önerilerimizi sunduk ama ifade özgürlüğünden dolayı bunları engelleme yetkimiz yok. Ama istiyoruz ki gerçekten geçimini bu alanda sağlayan, tahsilini bu alanda yapan, bu işe gönül vermiş insanlar gazetecilik yapsın. Devlet memurluğu zihniyetiyle, gazetecilik olmaz.

Aliye Gültekin: Adana'da yayın yapan kaç gazete var?

Cafer Esendemir: 20 ye yakın gazete var.

Aliye Gültekin: Adana gibi bir şehirde bu sayı ne ifade ediyor?

Cafer Esendemir: Bana göre fazla. 10 veya 12'yi geçmemeliydi. Az olsun güçlü olsun. Aslında yerel gazeteciler bir araya gelip, uzlaşsa...!

Aliye Gültekin: Cemiyetinizin kaç üyesi var?

Cafer Esendemir: 245 sarı basın kartlı üyemiz var.

Aliye Gültekin: Peki bu sayı..?

Cafer Esendemir: Bize göre normal. Biz sarı basın kartı çoğu gazeteciyi bünyemizde barındırıyoruz. Çoğu ama hepsi değil o konuda da seçici davranıyoruz.

Aliye Gültekin: Biraz da cemiyet faaliyetlerine yönelik sormak isterim; hala neden bir lokalimiz yok?

Cafer Esendemir: Çukurova Gazeteciler Cemiyeti, 25 yıldan beri kendine bağımsız lokal arıyor. Her gelen belediye başkanı söz veriyor. Artık inandırıcılığı olmayan sözlerin verilmesini istemiyoruz. Bugün İstanbul, Anakara, İzmir'in çok şahane tesisleri var, belediye başkanları özel yer tahsis ediyor. Adana'da maalesef söz veriliyor, sonra nasihat. Ne sözü tutan var, ne de nasihatları yerine getiren.

Mevcut belediye başkanın sözü vardı, Vali beyin de girişimleri. İnşallah önünüzdeki süreçte yer almayı düşünüyoruz.

Aliye Gültekin: Adana'da gözlemlediğiniz en önemli sorun?
Cafer Esendemir: Adana bence dünya standartlarına uygun, Avrupai bir şehir olmaya namzet. İçinden iki nehir geçen, gölü bulunan bir şehir Adana, ama dizaynında heralde bir yanlışlık var. Şehir plancısı falan değilim. Avrupa ülkelerinde görüyoruz, Avrupa'ya giden belediye başkanları görmüyor mu? Her geçen gün aynı standartlarda cadde ve sokak yapıyoruz. Ama Avrupa'daki gibi 100-150 metre genişliğinde bulvar yapmıyorlar, hala 35 metre bulvar standartıyla kendimizi kandırıyoruz. Adana'ya büyük bulvarlar lazım. Üst geçit, alt geçit.Hayalimdeki şehir en az 15 metre genişliğinde ara sokağı, daha büyük caddeleri olan bir şehir. Adana çok güzel, yaşanabilecek, her türlü hizmeti hak eden şehir. Adana'da çok daha kaliteli yerel gazete olmalı, özellikle bölgesel gazetelerin çıkmasını istiyorum. Bir Yeni Asır, bir Bursa Olay gibi tirajı 15 -20 binden aşağı olmayan gazetelerin çıkmasını hayal ediyorum. İnşallah onlarıda göreceğiz diyorum. ADANAHABER

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.9° / 14.2°