CHP ADANA
Manşet Haber 25.08.2020 13:35:56 0

CHP ADANA'DA İL KONGRESİNİ TOPLAMALI

CHP ADANA'DA İL KONGRESİNİ TOPLAMALI


Devlet kuran liderlerin tarihin önemli kavşaklarında yaptıkları veya konuşmaları, o ulusun geleceğe istikametlerini de belirler. 

ABD'nin kurucu babalarından, bağımsızlık bildirisinin yazarı,1801- 1809 arasında başkanlık da yapmış olan Thomas Jefferson'un 1787'de söylediği, 'Özgürlük ağacı aralıklarla vatanseverlerin ve tiranların kanlarıyla sulanmalıdır.' sözü meşhurdur.

Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz.” sözleri de bunlardan birisidir ve büyük taaruzda cephede verdiği bu emir genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yolunu açan fenerlerden biri olmuştur. 

Şimdi CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu da böyle tarihi bir kavşakta bulunuyor!.

30 Ağustos, emperyalist işgali bitiren, Türk milletinin Anadolu'dan çıkarılamayacağını ilan edip Cumhuriyet'e giden yolu açan en büyük zaferimizin yıl dönümü. Ayosofya'yı cami yapıp 300 bine yakın kişinin katılımı ile tören düzenlerken pandemiyi umursamayan Ak Parti, 30 Ağustos kutlamalarını salgın nedeniyle yasakladı. 

Atatürk'ün partisi CHP ise yasağı yırtıp atmak ve gereğini yapmak yerine tweet atarak eleştirdi! 

Atatürk'ün koltuğunda şimdi Kemal Kılıçdaroğlu oturuyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha önemli ne programı var, neyi planladı bilmiyorum ama bütün ajandasını boşaltarak 98 yıl önce bu gece yarısı başlayan büyük taaruz yürüşünü, büyük başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde an be an yaşayacak şekilde derhal Afyon'a geçmeli ve kurucu önderimizin ve bu vatanın bağımsızlığı için kan akıtıp can alanların anısına 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da olmalıdır.


İktidara giden yol böyle açılır.





******





Aslında bugünkü yazının konusu, Adana'nın Genel Merkez nezdinde temsil edilememe beceriksizliği ve bunun yol açacağı sorunların çözümü, sorumlu olanların hesap vermesi ile  ilgiliydi ancak yaşanan olayların önemine binaen yukarıdaki girizgahı yapma zorunluluğu hissettim. 





Konumuza gelecek olursak;






İYİ Parti, Ak Parti'den kopan Ali Babacan'ın DEVA'sı ile yine eski Ak Parti'li Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi açısından Adana, taban bulup örgütlenme sağlayabilecekleri bir potansiyel taşıyor.

Ayrıca İl Başkanı Mehmet Ay ile her ay üye sayısını arttıran Ak Parti ve seçmen potansiyeli açısından HDP'nin de Adana'ya özel önem atfettiği biliniyor.

Bu gerçeklerin yol göstericiliğinde;

Son yerel seçimlerde 450 binin üzerinde oy alarak Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Çukurova, Seyhan ve Ceyhan gibi üç önemli ilçeyi kazanmakla kalmayıp, bir de İmamoğlu gibi 'zor' bir ilçeyi Kasım Karaköse'nin olağanüstü başarısıyla kazanarak 30 yıl sonra Adana'da yerel iktidara gelen CHP İl Örgütü'nün, acil bir şekilde kongre kararı alarak üstlendikleri görev ve sorumluluklarını yerine getirip getiremediklerini delegelerin güvenoyuna sunması gerek. 

Bunun birçok gerekçesi var ama burada bir iki tanesiyle yetinelim;

Adana İl Örgütü, biri Büyükşehir ikisi merkez ilçe olmak üzere 4 ilçe belediye başkanlığı, 4 Milletvekilliği ve 30 Kurultay Delegesi ile temsil edildiği Kaş escort kurultayda, Parti Meclisi'ne şehrimizi temsil edecek bir tek kişiyi dahi sokamamıştır. 

Bu sonuç parti politikalarının ve örgütün genel eğiliminin belirlendiği merkezi düzeyde temsil edilememek demektir ki, bu da siyaseten etkisizliği ve edilgenliği beraberinde getirecektir. Bu Adana ve Adana'da siyaset üretenler açısından açık bir haksızlıktır. 

Bu beceriksizlik de olabilir; Adana'nın Genel Merkez'de temsilcisinin olmamasından dolayı yerelde fayda sağlayacak kişi ya da kişilerin bir kurgusu da. Ama her halükarda bunun sorumlusunun delegelerin önüne çıkarak hesap vermesi gerekmiyor mu? Sorumlular ölü taklidi yapmaktan vazgeçmeli ve yaptığı ya da yapamadığının faturasını ödemelidir.

Bir başka açık gerekçe de, İl Başkanı, İl Örgütü ve bütün kurultay delegeleri ile birlikte sadece Büyükşehir Belediye Başkanınca tayin edilen heyetin, Adana'da toplanacak kongrede kürsüye çıkıp delegelerin gözünün içine bakarak, bırakın başka bir Genel Başkan adayına oy vermeyi, kurultayda aday olacak ikinci bir kişiye parti içi demokrasiyi yaşatması açısından bile bir tek imza ver(e)memelerinin nedenini bu partinin asli Kemer escort sahiplerine, üyelerine ve seçmenlerine anlatmaları gerekmez mi?

30 yıl sonunda kazanılan bir seçimin ardından gelinen nokta acil bir kongre gerekliliğini gösteriyor.

Sayın Zeydan Karalar'ın balkon konuşmasında seçimi kazandırdığını söylediği iki kişiden birisi olan (diğeri oğlu Mert Karalar), partinin Türkiye çapında reklam ve propagandadan sorumlu olan reklamcısı Ateş İlyas Başsoy'un Journo'dan Emrah Taştekin'e verdiği röportajında kullandığı 'Sıkça yapılan bir hata var, seçim sonucunu sadece CHP üstünden okumak. Ülke genelindeki başarıların nedeni barış isteyen Kürtlerin, kentli milliyetçilerin, üçüncü nesil kentli muhafazakarların CHP adaylarına oy vermesiydi. Bu başarı ne bir kişinin, ne de bir partinin… CHP öncelikle bu gerçekliği görüp, ona göre Demre escort politika üretmeli' ifadeleri de bu görüşü destekliyor.

Niye mi?

Tam da Ateş İlyas Başsoy'un dediği gibi 'Kürtlerin, kentli milliyetçilerin ve üçüncü nesil kentli muhafazakarların oy vermesiyle kazanılan Adana'da', CHP'nin bütün kazanımlarını riske edecek şekilde tek bir kişinin her şeye karar verdiği bir süreci önlemenin tek yolu bu olabilir.

Sayın Karalar ne düşünüyor bilmiyorum ama; bu yol açılmazsa, delegenin bunu zorlayacağı günler yakın!

Turgay Develi
24. Dönem Adana Mv.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°