CHP Adayı Çetin: hedef Yüzde 50 Üzeri
Manşet Haber 28.02.2014 09:43:19 0

CHP Adayı Çetin: hedef Yüzde 50 Üzeri

CHP Adayı Çetin: hedef Yüzde 50 Üzeri

soner_hedefyuzde50 (1)CHP Çukurova Belediye Başkan adayı Av. Soner Çetin, CHP’nin Adana genelinde yüzde 40’a ulaşan oy potansiyelini yüzde 50 ve üzerine çıkarma hedefiyle yola çıktıklarını söyledi. Çetin, “Bizim ana hedefimiz oyumuzu yüzde 50 ve üzeri yapmak. Bu da çok çalışmakla ve iyi niyetle olur” diye konuştu. 

Tufanbeyli’den Karataş’a, Yumurtalık’tan Pozantı’ya ve dağlara taşlara 19 aydır CHP’nin adını yazdıklarını vurgulayan CHP Çukurova adayı Soner Çetin, şöyle devam etti:

“Adana Büyükşehir Belediyesi ve Seyhan’da en iddialı parti CHP’dir. ‘Farkı kapatamayız’ dedikleri Yüreğir’de başa güreşen parti CHP’dir. ‘Sarıçam’da yok’ dedikleri CHP seçimin favorisidir. Çukurova’nın lafını bile etmiyorum. İyi sonuçlar çalışmak, çalışmak ve çalışmakla olur.”

Çukurova’da belediye meclis üyesi olmak için 250 kadar başvuru olduğuna da dikkat çeken CHP Çukurova adayı Çetin, “Bu liste açıklandıktan sonra çok az da olsa bazı kırılmalar oldu ama ‘Aslolan partimizin, dolayısıyla ülkenin çıkarlarıdır, kişisel beklentilerin önemi yok’ diyenler sayesinde çok çabuk toplandık. Örgümüzle el ele kol kola girerek çalışmaya devam ettik” dedi.

Çetin, “5 yıl önce ‘Büyükşehir adayımız sensin’ dedikten 8 gün sonra eli indirilip senden vazgeçtik’ denilen kişi bendim. Ben partime, CHP’ye küstüm mü, mücadeleyi bıraktım mı” dedi.

soner_hedefyuzde50 (2)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°