CHP Çukurova’da Liste Savaşı
Manşet Haber 20.02.2014 11:28:24 0

CHP Çukurova’da Liste Savaşı

CHP Çukurova’da Liste Savaşı

hasmet_cukurovaAdana CHP durulmuyor. İl Başkanı Orhan Sümer’in genel merkeze onaylatıp seçim kuruluna verdiği listeye tepki olarak CHP Çukurova İlçe Başkanı Haşmet Biçer’in de bir liste verdiği ortaya çıktı. Haşmet Biçer’in, Çukurova Belediye Başkan Adayı Avukat Soner Çetin ile birlikte hazırladığı iddia edilen liste, seçim kuruluna İl Başkanı Orhan Sümer ve ekibi tarafından onaylanan liste ile hiç örtüşmüyor.

CHP kulislerinde şok etkisi yaratan CHP Çukurova İlçe Başkanı Haşmet Biçer ile Belediye Başkan Adayı Soner Çetin’in hazırladığı iddia edilen Belediye Meclis Üyesi listesi sıralama ile şu isimlerden oluşuyor:

Fatma Arguz

Burhanettin Bulut

Kazım Erdoğdu

Aydın Kiloğlu

Güngör Gökerçer

Ömer Edemen

Bülent Ekicibil

Yüksel Erdoğan

Mustafa Karakuş

Zinneti Emre

Ayhan Kurtaş

Namık Kemal Ekici 12

Sıtkı Keskin

Nuray Yılmaz

Cahit Benli

İhsan Bozyel

Edip Gedik

Saim İnce

Yurdagül Gül

Ecmel Çayırçiçek

İlhan Türkeli

Bülent Aktay

Perihan Temel

Salim Akkuş

Kazım Tanrıöver

Emin Mavi

Halil Çağdaş Kaya

Bahattin Kara

Ayfer Doğan Timur

Murtaza Moroğlu

Ayşe Zehrin Polatoğlu

Ahmet Metin Sevtekin

Emine Nülifer Soracek

 

 

Kontenjan

Mustafa Selek

İsmail Özgen

Ayhan Şekeröz

Mehmet Yıleri

 

 

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°