CHP'nin Ankara'da gerçekleştirdiği 34. Kurultay, partideki o kaotik ortamın devam ettiğini de gösterdi. Yerel örgütlerde dile getirdiğimiz delege ve liste savaşları genel merkez boyutunda kendini su yüzüne çıkarınca'balığın baştan koktuğu'nu söylemeden edemeyeceğiz artık. Bir anahtar liste furyası aldı başını gitti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çalışacağı isimleri kamuoyuna açıklaması gayet doğal bir süreçti ancak 'anahtar liste' sayısı artınca delegelerin kafasının karışması da bu doğallığa katkı koydu.
Dostlarımız vasıtasıyla Kılıçdaroğlu'nun 98 kişilik il, ilçe başkanlarına ve milletvekillerine danışarak yaptığı bir beyaz anahtar listenin kurultayda dağıtıldığını öğrendik. Kılıçdaroğlu, beyaz anahtar liste dışında kendisine ait başka bir listenin olmayacağını basın yoluyla da açıkladı. Ayrıca chp.org.tr ve twitter hesabından da duyuru yaptı. Tüm bu açıklamalara rağmen genel kurul salonunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismi kullanılarak başka bir liste dağıtılmış. Yetmemiş bu kez örgütün adı kullanılarak farklı isimlerle 6-7 adet anahtar liste daha dağıtılmış. Sonuçta delegenin kafası allak bullak olmuş. Salonun ortasına çıkan birileri 'Bu liste genel başkanın listesidir' diyerek sarı bir liste daha dağıtmış. Delege büsbütün yanılmış. Konuşmalar, tartışmalar ve yorucu bir güne maruz kalan delege aklında kalan sarı listeye göre oy kullanmış.
CHP'de alınan kararlarda, gerçekleştirilen uygulamalarda farklı seslerin çıkması, tartışmalar yaşanması kimilerine göre partinin demokratik kurallarla işlediğinin göstergesi olabilir. Yanlış işlerde gerekirse genel başkana kafa tutmak da doğal görülebilir. Her şey iyi hoş da ülkeyi yönetmeye talip bir partide genel başkanın adını kullanarak delege avcılığı yapmak da nereden çıkıyor? Kemal Kılıçdaroğlu, parti içinde kendi adını kullananların önüne nasıl geçemiyor? Kendisine güvenemeyip Parti Meclisi'ne aday olduğunu açıklayamayan ancak Kılıçdaroğlu'nun adını kullanarak oy almak isteyen kişiler bu cesareti nereden bulur? Parti yönetiminin, iki listede yer almalarına rağmen delegeden en fazla çizik yediği öğrenilen ve kriz ortamı yaratan bu isimleri kamuoyuna açıklaması gerekmiyor mu?
***
Kurultayın Adana'yı ilgilendiren bölümlerine de değinmek gerekiyor. Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu dışında Adana milletvekillerinin PM'de yer almaması da biraz düşündürücü geliyor bize. Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki dönemlerde beraber çalışmayı düşündüğü ve açıkladığı 100 kişilik ilk anahtar listeye bakıldığında Ümit Özgümüş, Turgay Develi ve Ali Demirçalı isimlerini göremiyoruz. Gençlik Kotası'ndaki Gökçe Pişkin'i de saymazsak bu 100 kişi arasında Soner Anafarta'nın varlığı dikkat çekiyor. Son genel seçimlerde Adana 14. sıra milletvekili adayı olan Anafarta'yı uzun süreliğine parti organlarına monte etmeye çalışan Kılıçdaroğlu'nun Adana'dan milletvekili olarak meclise taşıdığı isimleri gözardı etmesi manidar değil mi? Demek ki; 32 yaşındaki Soner Anafarta, Kılıçdaroğlu'nun güvendiği ve siyaset yapmak istediği kişiler arasına girmiş ama milletvekillerinin esamesi okunmuyor. Bu olay siyasette sadece seçilmenin yeterli olmadığını da gösteriyor. Kurultay ve Kılıçdaroğlu'nun ilk anahtar listesi, Ankara'da tüm kesimlerle temas halinde olduğu bilinen Soner Anafarta'nın gelecekte bu partide söz sahibi olacağının sinyalini verirken mevcut milletvekillerinin de kendi kendilerini sorgulama zamanın geldiğini ve hatta geçtiğini ispatlamıştır.
Akılları karıştırarak geride kalan kurultay CHP'nin Adana ayağını biraz daha netleştirmiştir.
İyi haftalar dilerim.
SATIR ARASI
M.ÖMER ÜNEY
o.uney@yeniadana.net
