<strong>CHP ‘Lİ ŞEVKİN: DASK POLİÇESİ YAPILAMIYOR</strong>
Manşet Haber 24.03.2023 03:04:45 0

CHP ‘Lİ ŞEVKİN: DASK POLİÇESİ YAPILAMIYOR

CHP ‘Lİ ŞEVKİN: DASK POLİÇESİ YAPILAMIYOR






Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, depremin üzerinden geçen 45 güne rağmen hâlâ çadır bekleyen insanlar olduğunu ancak hükümetin sorunlara yeni sorunlar eklemeye devam ettiğini kaydetti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un deprem nedeniyle orta hasarlı 500 bin konutun öngörüldüğünü ve bu binaların da tamamen yıkılacağını belirttiğini hatırlatan Dr. Şevkin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı konuşmada, “Acil yıkılmayı bekleyen binalar var. Enkazlar henüz kalkmadı. Orta hasarlı binalar da yıkılacaksa bu işlemler ne zaman bitecek belli değil” dedi.





“PARASINI ALAMAYANLAR VAR”
Depremin üzerinden 45 gün geçmesine rağmen hâlâ çadır bekleyen insanların varlığına dikkat çeken Dr. Şevkin, “Bu karmaşada Cumhurbaşkanı çıkıp bir yıl içinde konutları bitireceğiz diyor. Ayrıca vatandaşlar haklı olarak güvenli binalara yönelmeye çalışıyor. AFAD’ın deprem yardımlarında da keşmekeşlik var. Parasını alamayan depremzedeler var. Her yerden göç var” diye konuştu.





“DASK POLİÇESİ KESİLEMİYOR”
Depreme dayanıklı bina veya müstakil ev satışlarının zorunlu olan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) poliçesinin bugünlerde kesilemediği için durduğunu kaydeden Dr. Şevkin, “Hükümet sorunları çözemediği gibi vatandaşı yeni sorunlarla baş başa bırakıyor. Millet elbette hakkını helal etmiyor” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°