CHP, Pozantı’da rozet taktı
Manşet Haber 21.11.2012 01:08:11 0

CHP, Pozantı’da rozet taktı

CHP, Pozantı’da rozet taktı

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi Pozantı İlçe örgütünde partiye katılım coşkusu yaşandı.

İl Başkanı Orhan Sümer,  Adana Milletvekili Ümit Özgümüş ve  bazı ilçe başkanlarıyla, partililer katıldığı törende, CHP’ye üye olanlara rozet takıldı.

CHP Adana İl Başkanı Orhan  Sümer,  Pozantı’da CHP’ye gösterilen ilginin ve heyecanın ülke genelinde de hissedildiğini, çekim merkezi haline gelen CHP’ye katılımın akın akın sürdüğünü söyledi. CHP’nin gücünü artıracak, coşkuyu körükleyecek en önemli kesimlerin gençlerden ve kadınlardan oluştuğunu belirten Sümer, “AKP politikaları içte ve dışta iflas etmiştir. Milletimiz bu partiye kırmızı kart göstermek için hazırlık yapmaktadır. Bu tür katılımlar partimize olan teveccühün somut göstergesidir.” dedi.

CHP Pozantı İlçe Başkanı Ersin Kozan da, Pozantı’nın geçmişte olduğu gibi CHP’nin yeniden kalesi olacağını vurguladı. Kozan, “Milli mücadelede önemli rol oynayan ve kahramanlık destanı yazan Pozantı halkı, ülkesine geçmişte olduğu gibi bugün de sahip çıkacaktır. Bugün partimize katılan hemşerilerimizle gücümüze güç kattık.  Önümüzdeki seçimlerde Pozantı yeniden CHP’nin kalesi olacaktır. Partimize katılan arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.

 

Konuşmaların ardından katılımcılara rozetleri takıldı. CHP heyeti katılım ve rozet takma töreninden taziye vei hasta ziyaretlerinde de bulundu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°