CHP YÖNETMEYE HAZIR MI?/ 3

CHP YÖNETMEYE HAZIR MI?/ 3

Moğolların “birisi oy peşinde- öteki rant peşinde- kıyamet değilse bile- bi şey kopmalı/ bi şey yapılmalı- hey bi şey yapılmalı- hey bi şey yapılmalı/ herkesin fikrince- farkımız çok ince- yutmaya gelince- demir lokmayı/ hileli terazi- han hamam arazi- konuşan asi deyip- içeri tıkmalı” şarkısını hep severek dinlerim, dinlerken de geleceğin “umut” kapılarını aralarım!
AKP “iktidarını” yıpratacak tüm koşullar yaşanmasına, vekillerinin yurttaşın arasında rahatça dolaşamamasına, uygulanan ekonomik paketlerin doyumsuzluğu doruğa çıkarmasına karşın, yapılan bazı anketlerde “bu sorunu cumhur ittifakı çözer” algısı egemense, “muhalefetin” şapkasını çıkarıp önüne koyması gerekiyor!
Şarkının “birisi oy peşinde- öteki rant peşinde- kıyamet değilse bile- bi şey kopmalı” sözlerindeki gibi, “bi şey yapmalı”!
***
Doğanın diyalektiğiyle “umutsuzluk” ters orantılıdır! Doğa, gelecek için “umutsuzluğu” benimsemez; hep yaşama ilişkin “umuttan/ güzellikten/ erinçten” söz eder!
CHP’nin “yönetime” hazır olup/ olmadığını sorgularken, içerisinden yaşamla/ insanla/ bilimle/ bölüşümle yaşamının yazgısını birleştirmiş yüzlerce ismin çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirteyim!
İki gündür, CHP’de gözlemlediğim bazı konuları yazarken, sosyal medyada bazı arkadaşlar “CHP devleti tanır, CHP bu işi yapar, CHP bu yurda sahip çıkar” biçiminde tepki gösterince “ne dediğimi anlayın” demek zorunda kaldım!
CHP’nin belirtilen “özelliklerini” burada kaç kez yazdım bilmiyorum, ayrıca CHP’nin diğer partilerde olmayan bir “eleştirme/ sorgulama” alışkanlığının olduğunu da çokça altını çizdim!
Benim yaptığımda bu!
***
Merkez yönetimden, adı kliklere karışmamış isimlerden oluşan bir grup, il örgütlerini tepeden/ tırnağa denetlemeli! Neler yaptığı, nasıl çalıştığı, ilçelerle arasındaki eşgüdümü elden geçirilmeli!
İl örgütlerinin, merkez yönetimin illerdeki “uzantıları” olduğu belirtilmeli! Bölgenin gerek anakent, gerekse ilçe belediyelerinin, il örgütü ile birlikte çalışması gerektiği, yönü örgütlerin belirleyeceği kanıksanmalı.
İl örgütlerinde, gerek kent yurttaşlarının/ gerekse dışarıdan gelen partililerin sorunlarını kolayca çözecekleri masalar oluşturulmalı! Düşünebiliyor musunuz, Adana’da anakent ile iki merkez belediyesi olan CHP, yurttaşla bir olmaktan öte/ küs gibi!
Seçmen partiye gitse sözünü dinleyecek birini bulamıyor, belediyelerde hepsi birbirinin adamı…
“Adamı” olmayanın ne sözü, ne sorunu, ne de önerisi yer buluyor!
Sokak “iktidar” için ne düşünüyorsa, “belediye” için de aynısını düşünüyor; acı değil mi?
***
Geçtiğimiz yıllardı, AKP İl Örgütüne bir tanıdığın çağrılısı olarak gitmiştim! Merdivenleri çıktığınızda karşınıza çıkan kapıdan içeri girdiğinizde kocaman bir salonla karşılaşıyorsunuz. Adam boyu paravanlarla ayrılmış bölümler oda ödevi görüyordu! Her bir bölümlü masalı/ koltuklu…
Tanıdığın yanına vardığımda iki kişi vardı yanında, önce kısa bir konuştuk, dışarı çıkmak istedim, koltukta yer gösterdi, sonra da yanındakilerden birine döndü:
“Senin sorunun neydi?” “Çalıştığım yerin iş çok ağır, kaldıramıyorum. Başka bir bölümünde açık varmış” dedi. Notlar aldı, sonra “yarın öğle dolayında gel” dedi. Adam gitti!
Diğeri hastaneden gün alamamış, aylar sonraya gün veriyorlarmış; adını, TC numarasını, adresini not aldı, “iki saat sonra uğra” dedi; adam gitti!
Sıra bana geldiğinde de, “inan, sabahtan akşama dek en az otuz/ kırk kişi yalnız bana geliyor” dedi!
Bunu CHP içinde olanlara anlattığımda, alışkın olmadıklarından, “il örgütünün” ne anlama geldiği bilinmediğinden birçokları umursamaz davrandı!
***
Evet, “bi şey yapmalı”!
Benim öngörüm;
CHP’nin bugünkü gerek merkez, gerekse il/ilçe kadrosuyla “yönetime hazır” olmayı bırakın, eline-yüzüne bulaştıracağını, öyle çok değil üç-beş ayda oy verenleri sokağa çıkamaz edeceklerini, hayalleri daha da dar boğaza iteceklerini, yirmi yıl ardından yeni bir toplumsal deprem oluşturacakları yönünde…
Böyle olmadığınızı, “yönetime hazır” olduğunuzu gösterebilir misiniz; izliyorum!

Oktay EROL

4.08.2022 13:19:24

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI