CHP ‘ZAFER’ İÇİN MEŞALELERLE YÜRÜYECEK
Manşet Haber 29.08.2016 12:53:35 0

CHP ‘ZAFER’ İÇİN MEŞALELERLE YÜRÜYECEK

CHP ‘ZAFER’ İÇİN MEŞALELERLE YÜRÜYECEK

Cumhuriyet Halk Partisi Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin sonuçlandığı gün olan 30 Ağustos’un Türk halkının bağımsızlık mücadelesinin zaferle taçlandığı gün olduğunu söyledi. Emperyalist güçlere karşı elde edilen bu zaferle Türk ulusunun küllerinden yeniden doğduğuna işaret eden Barut, bugün ise emperyalist güçlerin Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında süren kirli emellerine karşı en büyük silahın ise “Barış” politikası olduğunu söyledi.

Barut, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 94. yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda Türk ulusunun, 26 Ağustos 1922 tarihinde Büyük Taarruzla başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihinde zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle bağımsızlığını tüm dünyaya ilan ettiğini söyledi.

ÜLKE TARİHİNDEKİ DÖNÜM NOKTASI

30 Ağustos’un ülke tarihinin dönüm noktası olduğunu vurgulayan Barut, “Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle kazanılan bu zafer, ulusal kurtuluş mücadelesindeki kararlılığımızın haklı bir sonucudur. Bu zaferle ulusumuz küllerinden yeniden doğmuş, çağdaş medeniyetler seviyesini hedefleyen yeni bir devlet kurmuştur” diye konuştu.

EMPERYALİZME KARŞI EN ETKİLİ SİLAH

Emperyalist güçlerin Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasındaki kirli emellerinin bugün de sürdüğüne işaret eden Barut, Büyük Önder Atatürk’ün “Savaş zorunlu ve hayati olmalı. Ancak milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir” sözlerini anımsatarak, emperyalizme karşı en etkili silahın “barış politikaları” olduğunun altını çizdi. Barut, “Bugün her zamankinden daha çok barışa, birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Barış, Cihanda Barış’ sözleri yegane şiarımız olmalıdır” şeklinde konuştu.

KURTULUŞ MÜCADELESİNİN ‘ZAFER’İ 94 YAŞINDA

Ulusal kurtuluş mücadelesinin ‘Zafer’i 30 Ağustos’un 94. yılını kutlayan Barut, “Bağımsızlık uğrunda canlarını ortaya koyarak emperyalist güçlere karşı mücadele eden başta Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla anıyor, ülkemiz, dünya ve insanlık adına barış diliyorum” ifadelerini kullandı.

CHP, ‘ZAFER’ İÇİN MEŞALELERLE YÜRÜYECEK

CHP Adana İl ve ilçe örgütleri ile CHP’li Seyhan, Çukurova ve Karataş belediyeleri olarak 30 Ağustos’u coşkulu bir biçimde kutlayacaklarını dile getiren Barut, CHP olarak saat 10.00’da Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunacaklarını, akşam saat 19.00’da da Turgut Özal Bulvarı Gökkuşağı Kavşağı’ndan başlayıp Duygu Kafe önündeki Gençlik Meydanı’nda sona erecek olan fener alayı yürüyüşü gerçekleştireceklerini söyledi.  İl Başkanı Barut, Cumhuriyetten, demokrasiden yana olan tüm yurttaşları Zafer Bayramı kutlamalarına davet etti.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°