CHP’de “bu” Hep Yaşanıyor…

CHP’de “bu” Hep Yaşanıyor…







Hep böyle oluyor!





“İstediğim gibi olsun, benim olsun!”





Öylesine ki; benim adamım olsun, dediklerimi dinlesin, karşılık vermesin, sözlerimi dinlesin, “biat” etsin, sözlerimi eleştirmesin, çağırdığımda gelsin, istemediğimde sussun, yolumdan yürüsün, yanlışımı doğru saysın…





Sonra…





Düşünce özgürlüğünden, demokratlıktan, insan haklarından, güzel gelecekten söz edilsin!





Böyle bir uygar/ toplumcu duruş yok!





***





Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen CHP kongresinin ardından, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kendini” tek aday göstertip, yeniden Genel Başkan seçilmesiyle birlikte, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterilen Muharrem İnce’nin “yeni bir parti” kuracağı ileri sürülünce, parti içerisinden birçok isim demediklerini bırakmadı!





Alışıldık sözle, “kızılca kıyamet koptu!”





Muharrem İnce CHP’yi bölendi,





Muharrem İnce parti içi muhalefetti,





Muharrem İnce hizipti,





Muharrem İnce söylediklerinde haksızdı,





Muharrem İnce “iktidarın” ekmeğime yağ sürüyordu,





Muharrem İnce “ne dediğini” bilmezdi…





CHP’nin günümüzdeki tutumunu eleştirmek, sözcülerin konuşmalarına tepki göstermek, parti içi “hiyerarşiyi” kınamak; tüm bunlara tavır almak sanki yanlış gibi…





***





Hepsini bir yana bırakalım…





Geçmişte AKP içerisinde olanların kurdukları partilerin “seçime girebilmeleri” için, “ödünç” milletvekili verebileceğini söyleyen, bunu da “demokrasi” adına yapacaklarını belirten, üstelik Genel Seçimde “MHP’nin bölünmesi” için İYİP’te deneyen kimdi?





Sözde; AKP’nin ya da MHP’nin yanlış yaptığını, parti içerisinde oldukları dönem her şeyin yerli/ yerinde olduğunu, partilerinden ayrılıp/ yeni parti kurmalarının nedeni AKP’nin öncesi gibi olmadığını dile getirmişler, CHP’de onun için “omuz” vermişti/ verecekti de!





AKP-MHP içinde “bölen” olarak suçlansa bile, “demokrasi” adına haklarıydı!





Ancak CHP içinden birinin, gerek genel başkanın/ gerekse partinin gidişini eleştirmesi “başka” eksenlere çekilerek “bölen” olarak adlandırılacak…





Benden önce “kargalar” güler böylesi bir yaklaşıma!





***





Parti genel merkezinin, il örgütlerini bırakın ilçe örgütleri oluşturulurken bile; genel başkana yakın isimlerin “adamı” biçiminde adlandırılanların listeye girdiğini unutmadık!





 Genel başkana yakın isimlerin “adamları” listede yer alacak ki, kongrelerde hem genel başkanın adaylığını onaylayacak, hem de çıkabilecek “yeni” isimleri engelleyebilecek!





Parti içinde “görev” alması, “aday” olması engellenen isim/ isimler “gidişe/ hiyerarşiye” tepki gösterdiğinde, ya da “ayrılıp” parti kurmak istediğinde tu kaka/ bölen olacak!





Ne güzel değil mi?





***





22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan Kurultayında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı seçilmiş Kemal Kılıçdaroğlu…





On yılı arkın süredir CHP’nin Genel Başkanı…





Her seçim öncesinde “iktidar olmaktan”, seçmenine “güzel günler” göstermekten söz eden Kıılçdaroğlu, yüzde otuz bandına çıkamadığı gibi, partinin “ideolojisine” kement vurulmasına neden olmakla birlikte, AKP’nin daha kolay yoldan “iktidar” olmasının önünü açmıştır!





İşin “en” acı yanı da, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı sürecinde yakaladığı ivmeyi “hiçbir zaman” yakalayamamasına, üstelik İnce’nin her meclis konuşması yurttaşların belleğine kazınmasına karşın, “boynuz kulağı geçiyor, engellenmeli” düşüncesiyle partiden uzak tutulmasını sağlamıştır!





Hak olan bu mu?





***





“Muharrem İnce Genel Başkan olmalı” demiyorum…





Başka isimler de var CHP içinde…





Partinin duyarlı/ tutarlı kongre seçmenlerinin gelişmeleri izleyerek, “kimin” başkan olması gerektiğini özgür istençlerine göre karar vermeleri zor mu, yanlış mı, eksik mi?





“Oturdum, kalkmam” denilmesi doğru mu?





Her kongre günü kürsüye çıkıp eksiklikleri, yapılanları, olmaması gerekenleri dile getirirler…





CHP’nin, kuruluş felsefesi gereği nerede durması gerektiğini, olayları sorgularken nasıl davranılacağını konuşurlar…





İki kongre arsı geçen sürede gündeme gelen konuların “inatla” neden yerine getirilmediğini masaya yatırırlar…





Eleştirilere ne kulak veren var, ne de dinleyen!





Herkes yerini bulmuş/ koltuğuna kurulmuş, her seçimde “tıpış tıpış” sandığa koşan seçmen de “hoşnut” sanki olup-bitenden!





CHP’nin “var oluş” nedeni, insanın önünü açmaktır; tıkamak değil!





***





Yurttaş/ seçmen ne böyle bir CHP, ne de böyle bir tutum sergileyen “iğdişlenmiş demokrasi” anlayışı istemiyor!





Dedesinin görmediğini, babasının görmediğini, şimdi çocukları istiyor; değişim, diyor…





CHP içindeki bu kavga babam döneminde vardı; babamın üzülen yüzünü unutamam!





Şimdi benim üzülen yüzüme çocuklarım/ çocuklarımız tanık!





İnsan doğunca, yaşamın ergilerinden yararlanmak istiyor!





Ergilerin üç-beş kişinin elinde biçimlenmesini değil!





İnsanın olmadığı yaşamı seçmeyin!







Oktay EROL

8.08.2020 11:22:03

YAZARLAR


KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR’DAN 23 NİSAN MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 23 NİSAN MESAJI

DEMİRÇALI: “ÇOCUKLAR BİZİM YARINLARIMIZ”

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

TGC TÜRKIYE GAZETECILIK BAŞARI ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI SONA ERDİ

DOÇ.DR.GÜRKAN ATEŞ ABB GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU

ADANABÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİS ÜYE LİSTESİ

MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİNDE ÇAKIROĞLU GÜVEN TAZELEDİ

DEMİRSPOR SAMSUN’DAN BİR PUANLA DÖNÜYOR

BANU AVAR’DAN UNDP’NİN "YARININ KÖYLERİ" PROJESİNE TEPKİ

10 BİN ÇOCUK KORUYUCU AİLEDE

MHP ADANA İL BAŞKANI KANLI’DAN “SİNEK” SORULARI!

MİLYONLAR KARNAVAL İÇIN ADANA’DA BULUŞTU