CHP’DEN BAROYA ZİYARET
Manşet Haber 5.11.2016 17:30:04 0

CHP’DEN BAROYA ZİYARET

CHP’DEN BAROYA ZİYARET

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Örgütü ve milletvekilleri Baro Başkanı Veli Küçük’ü ziyaret edip, görevinde başarı diledi. İnsan hak ve özgürlükleri, adalet ile demokrasi mücadelesinde siyasi partilerin, sivil toplum, demokratik kitle ve meslek örgütlerinin işbirliği yapması gerektiğini dile getiren Barut, “Ayrışıp küçülmek değil, birleşip bu mücadeleyi büyütmek ve kazanmak zorundayız” dedi.
CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, Zülfikar İnönü Tümer, İbrahim Özdiş, Aydın Uslupehlivan, Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara ve il yönetim kurulu üyeleri geçtiğimiz günlerde Adana Baro Başkanlığı görevine seçilen Av. Veli Küçük ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret edip, görevinde başarı dilediler. CHP - ADANA BAROSU2
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirip teşekkürlerini sunan Av. Küçük, ülkede son günlerde yaşanan olayların üzüntü verici olduğunu ifade etti. Av. Veli Küçük, 'Cumhuriyetin kurulmasıyla elde edilen hukuk ve evrensel hukuk kazanımların ortadan kaldırılmaya çalışılmasını doğru bulmuyoruz. Bundan sonraki süreçte umudumuz ve beklentimiz olağan hukuk kurallarının uygulanması, yasama meclisi TBMM'nin sorumluluğu ele almasıdır' diye konuştu.
Diyarbakır'da yaşanan bombalı saldırıya da değinen Av. Küçük, ülkenin zor bir süreçten geçtiğini vurgulayarak, 'Saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılarımıza da acil şifa diliyorum' şeklinde konuştu.
“OHAL İLE HUKUK VE DEMOKRASİ KATLEDİLİYOR”
Türkiye’nin toplumsal yaşamın her alanında ciddi sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken Barut, özellikle hukuk, adalet ve siyaset alanlarında yaşanan sorunların toplumsal barışa ağır bir darbe vurduğunu kaydetti. 15 Temmuz sonrasında ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) ile adeta demokrasi ve hukuk katliamı yapıldığını vurgulayan Barut, Türkiye’nin her zamankinden daha çok demokrasiye, hukuka ve adalete ihtiyacı olduğunu ifade etti.
İnsan hak ve özgürlükleri, adalet ile demokrasi mücadelesinde siyasi partilerin, sivil toplum, demokratik kitle ve meslek örgütlerinin işbirliği yapması gerektiğini dile getiren Barut, “Ayrışıp küçülmek değil, birleşip bu mücadeleyi büyütmek ve kazanmak zorundayız. Aksi halde yakın bir zamanda demokrasiden de, adaletten de, özgürlüklerden de, insan haklarından da eser kalmayacak. Ya hep beraber aydınlığa kavuşacağız ya da hepimiz karanlıkta yaşamaya mahkûm olacağız” diye konuştu. CHP - ADANA BAROSU
CHP’li milletvekilleri ve il yönetim kurulu üyeleri de Baro Başkanı Av. Küçük ve yönetim kuruluna görevlerinde başarı dileklerini ilettiler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°