CHP
Manşet Haber 19.04.2015 14:45:57 0

CHP'den Büyükşehir’e İhale Eleştirileri

CHP'den Büyükşehir’e İhale Eleştirileri

CHP Adana Büyükşehir Belediye Meclisi’nde muhalefet etmeye başladı. CHP Grup sözcüsü Şehir Plancısı Ulaş Çetinkaya, ihaleler, personel alımları, raylı sistem ve bütçe konusunda eleştirilerde bulundu.

CHP Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Sözcüsü Ulaş Çetinkaya,  yazılı açıklamasında Adana Büyükşehir Belediye Meclisi’nin nisan ayı son toplantısında görüşülen 2014 yılı faaliyet raporunda bin 542 adet doğrudan temin yapılmasına dikkat çekti, “Bu kadar doğrudan temin neyin nesi” diye sordu.

Ulaş Çetinkaya’nın yazılı açıkjlamasına göre,  faaliyet raporunda  büyükşehir belediyesinin borcu 1 milyar lirayı aşıyor. Belediyenin hazine uzlaşma borcu  331 milyon, hazine ikraz (ödünç para) borcu 318 milyon, vadesi gelecek krediler 196 milyon, İller Bankası borcu 92 milyon, Vakıfbank borcu 81 milyon. Toplam 1 milyar 19 milyon liralık borç sözkonusu.

RAYLI SİSTEM

Hafif Raylı Sistemden dolayı hazineye 650 milyon, yurtdışı fonlara da 200 milyon liralık borç olduğunu kaydeden Çetinkaya, “ Bu kredilerden birinin vadesi  2019, diğerinin vadesi ise 2023 yılıdır. Bu sistemin sağlıklaştırılması konusu ilk gündem maddesi olması gerekirken bu konudaki çalışmaların ne olduğu bilinmiyor” diye konuştu.

Plan bütçe komisyonunda hazırlanan stratejik planda yöntem olarak kalkınma planlarıyla uyumlu hedefler belirleyip bir yol haritası çizildiğini dile getiren CHP Grup Sözcüsü Çetinkaya, faaliyetlerin ise 2014 yılı performans hedeflerine göre yapıldığını söyledi. Ulaş Çetinkaya’nın yazılı açıklamasında şu ifadeler yer veriliyor:

TAŞERON ÇALIŞAN KAÇ KİŞİ VAR?

“2014 yılı faaliyet raporuna göre belediye bünyesinde 2 bin 227 kişi çalışıyor. 800 de özel güvenlik personeli görev yapıyor. Taşeronlar hangi dairelerde çalışıyor? Personel giriş-çıkış tarihleri nedir? Bunlar açıklansın ki işten çıkarılan personel var mı yok mu netleşsin. Biz olduğunu net olarak biliyoruz.

Belediye bütçesinin yüzde 25’i personel giderlerine harcandığı görülüyor. Bütçenin yarısının ise mal ve hizmet alımı için harcandığı ortaya çıkıyor. Bu ‘mal ve hizmet alımı’ taşeron personel olabilir. Eğer böyleyse belediye bütçesinin yüzde  75’ini personel giderleri oluşturuyor. Bunun da açıklanması gerekiyor”

“DOĞRUDAN TEMİN” SAYISINA DİKKAT!

Faaliyet raporundaki ihalelere dikkat çeken Çetinkaya, “54 adet açık, 10 adet pazarlık (21/f), yine 10 adet pazarlık (21/b), 18 adet istisnai ve  2 adet (3/g) ihalesi yapılırken, doğrudan temin ise bin 542 adettir. Bu kadar doğrudan temin neyin nesidir bilmiyoruz ama bunların bilinmesi gerekli” şeklinde konuştu.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°