CHP’den Çukurova’da Gövde Gösterisi
Manşet Haber 15.05.2015 10:45:33 0

CHP’den Çukurova’da Gövde Gösterisi

CHP’den Çukurova’da Gövde Gösterisi

chp-yurt1CHP Çukurova İlçe Örgütü’nün Yurt Mahallesi’ndeki seçim ofisi açılışı gövde gösterisine dönüştü.

CHP Çukurova İlçe  Örgütünün Yurt Mahallesi’nde yeni bir seçim ofisi açılışına Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Adana Milletvekili adayları Elif Doğan Türkmen, İbrahim Özdiş, Rıza Mete, Ahmet Adıgüzel, Sedat Doğan, Rukiye Çinkılıç, Mustafa Bilgilioğlu, Yüksel Karaaslan ve Kemal Derin, il ve ilçe yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, CHP’nin ocağında büyümüş bir kişi olarak Türkiye’nin gündemini CHP’nin belirlemesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Çetin, “Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde halka dokunarak, tüm adaylarımız, örgütlerimiz, CHP’yi adım adım iktidara götürüyor. Biz, milletvekillerimizi iktidar partisi milletvekili olarak meclise göndermek istiyoruz. Birbirinden değerli arkadaşlarımız yoğun mücadele veriyor. Bütün CHP’lilerin de el ele omuz omuza olduğunu görüyorum. Artık kişisel hesapları bir kenara bırakarak Türkiyemiz, Adanamız ve CHP için birlikte çalışıyoruz” dedi.chp-yurt (2)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°