CHP
Manşet Haber 21.09.2021 01:14:50 0

CHP'Lİ AYHAN BARUT:PAMUK DESTEKLERİ EN AZ 1.5 LİRA OLMALI

CHP'Lİ AYHAN BARUT:PAMUK DESTEKLERİ EN AZ 1.5 LİRA OLMALI



Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Türkiye'nin yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık pamuk ithalatı yaptığına dikkat çekerek, 'Yerli çiftçimiz desteklenirse ithalata gerek kalmaz, çünkü desteklenen üreticimiz üretir ve ihtiyacı karşılar. Bu nedenle pamukta destekleme priminin en az 1.5 lira olmasını istiyoruz' dedi.
Çukurova Bölgesi'nde beyaz altın olarak bilinen pamukta hasadın sürdüğünü aktaran CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, çiftçilerin gübreden mazota, tohumdan zirai ilaca kadar artan maliyetlere rağmen üretmeye çalıştığını anımsattı. Çiftçilerin hakkının asla ödenemeyeceğini vurgulayan Ayhan Barut, 'Bir zamanlar Çukurova Bölgemiz sadece pamukla anılırdı. Pamuk çok kıymetli ve stratejik bir ürün. 30'dan fazla işkolunun ana hammaddesi durumda. Tekstilden yeme, yağdan enerjiye bir çok sektörün vazgeçilmez ürünü. Bir zamanlar pamuk diyarı olan bölgemizde ne yazık ki çiftçinin desteklenmemesi, maliyetlerin artması ve yanlış politikalar sonucu ürünün para etmemesi nedeniyle çiftçimiz pamuktan biraz uzaklaştı' diye konuştu.
'EKİM ALANI YARIDAN FAZLA AZALDI'
Türkiye'de 1998-1999 sezonunda 757 bin hektar alana pamuk ekildiğini anımsatan Ayhan Barut, şöyle devam etti:
'Ulusal Pamuk Konseyi'nin verilerine göre 2020 sezonunda ülkemizde pamuk ekim alanı 353 bin hektara geriledi. Bu korkunç bir durum. Üretim alanı son 20 yılda yarıdan fazla biçimde gerilemiştir. Bunun nedeni çiftçinin ektiğinden kazanamamasıdır. Çiftçinin üretimden uzaklaşmasının nedeni de AKP'nin uyguladığı yanlış tarım ve ekonomi politikalarıdır. Bugün için mazot, gübre, tohum, zirai ilaç, icar bedeli, işçilik, sulama, elektrik, nakliye gibi tüm girdi maliyetleri gözetildiğinde bir kilogram kütlü pamuğun fiyatı 8.5 liranın altında olmamalıdır. Burada fiyatlar kadar destekleme primleri de çok önemli. Uzun yıllar 80 kuruş olarak belirlenen destekleme priminin 1.10 lira olması yeterli değildir. Pamukta destekleme primi en az 1.5 lira olmalı, gübre ve mazot destekleri günün gerçeklerine uygun olarak revize edilip çiftçiyi rahatlatacak hale getirilmelidir. İktidarın destek vermeyerek adeta ürettirmediği pamuğu ülkemiz ithalat yoluyla dışarıdan getiriyor. Yıllık yaklaşık 2 milyar dolarlık pamuk ithal ediyoruz. Gelin tekstil, yem, yağ, enerji ve konfeksiyon sanayisi başta olmak üzere 30'dan fazla işkolunun hammadesi olan pamuğa sahip çıkalım. Bu olursa 2 milyar dolarlık açığı üretimle kapatırız. Çiftçinin beklentisini yerine getirip yüzünü güldürelim. Ülkemiz de çiftçimiz de kazansın.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°