CHP’Lİ BARUT’TAN BAKAN KİRİŞÇİ
Manşet Haber 17.03.2023 13:26:03 0

CHP’Lİ BARUT’TAN BAKAN KİRİŞÇİ'YE İSTİFA ÇAĞRISI

CHP’Lİ BARUT’TAN BAKAN KİRİŞÇİ'YE İSTİFA ÇAĞRISI








Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi'yi sert sözlerle eleştirip derhal istifaya çağırdı. Bakan Kirişçi'nin çok sayıda insanın hayatını kaybettiği Adıyaman ve Şanlıurfa'daki sel felaketinin ardından yaptığı 'Sel bir taraftan 15 canımızı aldı ama diğer taraftan toprak suya kavuştu. Bu önemli bir şey' açıklamasını 'vicdansızlık' olarak niteleyen Barut, 'Vicdanları yaralayan bu vahim sözleri hiç unutmayacağız. Hesabını halk sandıkta soracak. Bakan Kirişçi'yi istifaya çağırıyoruz' dedi.
Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği Adıyaman ve Şanlıurfa'daki sel felaketinin ardından bir televizyon kanalına çıkan Tarım Orman Bakanı Vahit Kirişci, 'Üç günde bu kadar yağış olsun elbette istemeyiz. Yağışların düzensizliği var. Kuraklık riski de vardı. Bir taraftan 15 canımızı aldı ama diğer taraftan toprak suya kavuştu. Atatürk Barajı'nda su 300 bin metreküp arttı. Bu önemli bir şey' diye konuştu. Adeta infiale neden olan Bakan Kirişçi'nin sözleri, yürekleri de yaraladı.
Türkiye'nin asrın ihmaliyle yaşadığı deprem felaketinin ardından acıların katlandığını anımsatan Ayhan Barut, Bakan Kirişçi'yi istifaya çağırdığı konuşmasında şunları kaydetti:
'Yurttaşımızı deprem felaketinde çadırsız, konteynersiz, sahipsiz bırakan AKP iktidarı ve onların bürokratları, görevlerini yapsaydı, sorumluluklarını yerine getirseydi, biz bunca acıyı bu kadar derinden hissetmeyecekti belki de. Bunca canımızı yitirdiğimiz depremde kimse sorumluluk alıp istifa etmedi. Depremden sonra yurttaşlarımızı Malatya'da, Adıyaman'da ve Şanlıurfa'da sel vurdu. Deprem gerçeğine uygun Türkiye'nin yapılaşmasına izin vermeyenler, sorumluluklarını unutuyor. Depremde olduğu gibi dere yataklarını imara açanlar, düzensiz yapılaşmaya izin verenler, bilimi değil rantı esas alanlar, talan peşinde koşanlar sel felaketiyle ilgili de acıların sorumlusudur. Bunların vicdanı kurumuş sanki. Bakan Kirişçi'nin ekranda dile getirdiği sözler vahimin de ötesindedir. Toplumun, hepimizin vicdanlarını yaralayan bu vahim sözleri hiç ama hiç unutmayacağız. Elbette sorumlular bulunup hukuk önünde hesabı sorulacak. Zaten önce hesabını halk sandıkta soracak. Amasız fakatsız, bu vicdanları sızlatan sözlerin sahibi, sorumluluklarını inkar eden Bakan Kirişçi'yi derhal istifaya çağırıyoruz.'



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°