CHP
Manşet Haber 13.08.2022 22:59:27 0

CHP'Lİ BAŞKANLAR TEKİRDAĞ'DA

CHP'Lİ BAŞKANLAR TEKİRDAĞ'DA

CHP'li büyükşehir belediye başkanlarının buluşmasının 11'incisinde, Tekirdağ'da gerçekleştirildi.
Tekirdağ’daki toplantıya CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek katıldı.
CHP’li başkanların toplantı sonrası yaptıkları ortak açıklama şöyle:
“Büyükşehir Belediye Başkanları olarak düzenli aralıklarla gerçekleştirdiğimiz toplantılarımız için bu kez “Marmara’nın İncisi, Mavi Gözlü Kent” Tekirdağ’da bir araya geldik.
Toplantımızda, ülkemizin içinde bulunduğu mevcut ekonomik tablo, tarım ve hayvancılığa cazibe kazandırılması noktasında kırsal kalkınmada yerel yönetimlerin rolü, su kaynaklarının verimli kullanımı ve çevre kirliliğinin önlenmesi, gida güvenliğinin sağlanması, küresel iklim değişikliğiyle mücadele ve geleceğimiz için yeni nesil eğitim modelleri hakkında fikir alışverişinde bulunduk.
Bu çerçevede Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki büyük kalkınma hamlesinin yapı taşı olan İzmir İktisat Kongresi çalışmaları ele alınırken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer de “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” çalışmaları hakkında sunum gerçekleştirdi.
Ülkemiz ekonomisinde yaşanan ağır tablonun vatandaşlarımıza olan yansıması ve maliyeti her geçen gün artmaktadır.
*Belediyelerimiz de bu ağır koşullar nedeniyle ekonomik açıdan ciddi sorunlar yaşamakta, sıkıntılar çekmektedir.
Tüm bu sorun ve sıkıntılara rağmen kurumlarımız, vatandaşlarımızın yaşadıkları sıkıntıları asgari düzeye indirmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamaktadır.
Cumhuriyet tarihimizin en ağır ekonomik koşulları yaşamasına, maliyetlerin her gün katlanarak artış göstermesine karşın; ekmek, ulaşım ve su gibi temel konularda diğer gider kalemlerimizden tasarruf ederek halkımızın yanında olduk, olmaya devam ediyoruz.
Büyükşehir Belediyelerimiz, bir yandan halkçı yönetim modelini uygularken bir yandan da yatırım ve hizmetlerini aksatmadan büyük bir şevkle sürdürmektedir.
Bu hizmetlerin önemli kısmı ise sanayi destekleri, kırsal kalkınma hamleleri ve sosyal belediyecilik uygulamalarından oluşmaktadır. İnanıyoruz ki bu zorlu süreci aşmanın yolu dayanışma ve üretimden geçmektedir.
Toplantımızca ayrıca sağlık çalışanlarımızın son dönemde gittikçe artan mesleki sorunlarını ele aldık.
Halk sağlığı için büyük bir özveriyle hizmet veren çok değerli sağlık çalışanlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi ve sağlıkta şiddetle mücadeleyle ilgili yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması konusunda çağrıda bulunuyoruz.
Toplantımız vesilesiyle milletimizin bağımsızlık ve hürriyet sevdasının nihai vesikası olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı şimdiden kutluyor, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi şükran ve minnetle anıyoruz.
Tarihimizden aldığımız yüce sorumlulukları geleceğimize dair nice umutlarla bütünleştirmeye, bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da çok çalışmaya ve ara vermeksizin üretmeye devam edeceğiz.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°