CHP’Lİ BULUT: ÖDEMELER DENGESİNDE SORUN AĞIRLAŞIYOR
Manşet Haber 1.10.2022 00:57:56 0

CHP’Lİ BULUT: ÖDEMELER DENGESİNDE SORUN AĞIRLAŞIYOR

CHP’Lİ BULUT: ÖDEMELER DENGESİNDE SORUN AĞIRLAŞIYOR

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, dış borçlanmayla ve sermaye girişiyle finanse edilen cari işlemler açığının alarm verdiğini kaydederek, ödemeler dengesindeki sorunların giderek arttığını belirtti. İktidarın, dövizdeki sıkıntıyı dost ülkelerden yapılan borçlanmalarla aşmaya çalıştığını söyleyen Bulut, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da itiraf ettiği “döviz sıkıntısının” önemli nedenlerinden biri olan cari işlemler açığı hızla büyümeye devam ediyor. Merkez Bankasının eksi rezervi, “dost ülkelerden alınan borç” ve kaynağı belirsiz dövizle finanse edilen cari işlemler açığı bu haliyle sürdürülemez. Koşar adım ödemeler dengesi krizine gidiyoruz” dedi.
Turizm gelirlerinin arttığı yaz aylarında bile haziranda 3,5 milyar dolarlık cari işlemler açığı verildiğini kaydeden Bulut, temmuzda da 4 milyar doların üzerinde cari işlemler açığı oluştuğunu, ilk yedi aylık dönemindeki açığın, geçen yıla göre 20 milyar dolar artarak 36,7 milyar dolara kadar yükseldiğine işaret etti. OVP 2023-2025 tahmininde cari işlemler açığının bu yılın tamamında 47,3 milyar dolarla milli gelirin yüzde 5,9’una ulaşacağının öngörüldüğünü bildiren Bulut, OVP’deki tahmin gerçekleşse bile, milli gelire oranla son 10 yılın en yüksek cari açığı verilmiş olacağına, cari açık finanse edilemez noktaya geldiğinde de ödemeler dengesi krizine yol açacağına dikkat çekti.
230 MİLYAR DOLARA İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin orijinal vadesi bir yıldan kısa olan dış borcunun bu yılın ilk yedi aylık döneminde 13,1 milyar dolar artarak 134,6 milyar dolara kadar çıktığını belirten Bulut, kısa vadeli dış borç stokunun 24,5 milyar dolarının kamu bankalarına, 30 milyar dolarının Merkez Bankası’na, 80,3 milyar dolarının ise özel sektöre ait olduğunu kaydetti.
Geri ödenmesine bir yıldan daha az kalan borç miktarının ise 10,4 milyar dolar artarak 182 milyar dolara çıktığını kaydeden Bulut, “Bu ödemenin 35,3 milyar dolarını kamu kesimi, 30 milyar dolarını Merkez Bankası, 117 milyar dolarını ise özel sektör yapmak zorunda. Bir yıl içerisinde çevrilmesi gereken bu borçtan ayrı olarak yıllık olarak 50 milyar dolara doğru giden bir cari işlemler açığının finansmanı da gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek 12 aylık dönemde 230 milyar dolarlık bir finansmanı çevirmesi gerekiyor. İhracat Ağustos'ta, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,1 artarak 21,3 milyar dolar, ithalat yüzde 40,4 artarak 32,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ağustos ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 160 artarak 4,3 milyar dolardan, 11,2 milyar dolara yükseldi. Bu tabloya göre ağustos ayında cari açık daha da aratacak. Erdoğan, dost ülkelerden aldığı borçla nereye kadar idare edecek? Normal bir para ve kur politikasına geçmeden, demokrasi ve adalet sistemindeki, uluslararası ilişkilerdeki sorunlu alanları çözmeden cari işlemler açığının finansmanını uzun süre sürdürmesi çok güç. Ekonomi yönetimini uyarıyoruz. Türkiye bu yıl çok büyük bir finansman açığıyla karşı karşıya kalabilir” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°