CHP’li Kadınlar Barış için yürüdü
Manşet Haber 1.09.2012 20:28:58 0

CHP’li Kadınlar Barış için yürüdü

CHP’li Kadınlar Barış için yürüdü

CHP Adana İl Kadın Kolları 1 Eylül Dünya Barış gününde İl Binasından İnönü Parkı’na yürüyüp güvercin uçurdular.

İl Binasında başlayan yürüyüşe CHP İl Başkanı Orhan Sümer, Seyhan İlçe Başkanı Reşit Karakuş, Çukurova İlçe Başkanı Mehmet Çelebi, Sarıçam İlçe örgütü, il ve ilçe yöneticileri de katılarak kadın kollarının barış yürüyüşüne destek verdiler.

“Savaşa hayır barışa evet” sloganı attılar. “Barış hemen şimdi, Tek yol Barış”, “Türkiye Suriye olmayacak” sloganı atarak İnönü parkına kadar yürüyen kadınlara vatandaşlarda alkışlarla dertsek verdiler.
İnönü Parkında 1 Eylül Dünya Barış gününün önem ve anlamını değinen CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Rukiye Çinkılıç.’’Türkiye ‘de yaşayan bütün kadınlarımıza çağrıdır. Son günlerde iyice tırmanan terör olayları, Suriye ile yaşayan gergin ortam karşısında ortaya çıkan savaş olgusu nerdeyse günde 3-4 kadınının yakınları tarafından vahşice öldürüldüğü ortamda, kadınlar evlerinde, sokakta, ülkesinde ve dünya da barış istiyorlar. ‘’dedi.

Ülkeyi yönetemeyenlere, kan ve kindarlık üzerine siyaset yapanlara, sıkıştıkça kadın bedeni üzerinden gündem yaratanlara karşı, sevgi ve saygıyı, huzuru ve güveni örgütleyecek, insanca bir yaşamın umutlarını filizlendirecek bir gücü olan kadınlardan gelecek diyen Çinkılıç’’ Yaşanan olumsuzluklara el atmanın zamanı geldi geçiyor. Ülkemize ve insanımıza sahip çıkma zamanı. Biz kadınlar huzur istiyoruz. İnsanca yaşam istiyoruz. Çocuklarımızı gelecek kaygısı yaşamadan büyütmek istiyoruz. Sesimizi, sözümüzü, gücümüzü birleştirmek istiyoruz. Huzur isteyen herkesi ortak değerlerimizi öne çıkararak birlikte hareket etmeye, Cumhuriyet Halk Partisi altında birleşmeye çağırıyoruz’’dedi.
Konuşmasının sonunda kadınları siyaset yapmaya çağıran CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Rukiye Çinkılıç’’ Barış, Bolluk ve Bereket için Kadınlar Siyasete’’ demek için kadınlarımızı siyasete çağıyoruz. Çalışmalarımıza sunacağımız her katkı Ülkemizin geleceği açısından çok önemli. Zaman ‘’biz’’ olabilmeyi başarma zamanı. Gelin umudu hep birlikte örgütleyelim, geleceğimizi şekillendirelim’’dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°