CHP
Manşet Haber 11.07.2013 11:31:06 0

CHP'li Oran Soruyor: Bunları Biliyor Musunuz?

CHP'li Oran Soruyor: Bunları Biliyor Musunuz?

umutoranchpCHP’nin İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP iktidarı süresince ekonomi alanında yaşanılan gelişmeleri kişisel sosyal paylaşım hesapları üzerinden paylaşmaya başladı.

Umut Oran, resmi twitter Hesabından “Biliyormusunuz hashtag’iyle paylaştığı bilgiler şöyle:

2.568.000 kişi kredi kartı & tüketici kredisi borcunu ödeyemiyor. Bu sayı 2002'de 847 bin kişiydi

AKP döneminde motorinin fiyatı %225 arttı. 1,30 TL olan bir litre motorinin fiyatı 4,22 TL’ye ulaştı

AKP döneminde benzin fiyatı %192 oranında arttı. 1,66 TL olan bir litre benzinin fiyatı şimdi 4,84 TL

Vatandaşın bankalara 2002'de 6,6 milyarTL olan borcu şimdi 299 milyar TL. Borç 10 Yılda 45 kat artmış

Tüketici kredisi borcu olan 2002'de 1,7 milyondu. Şimdi 13,8 milyon. 12,1 milyon kişi borçla tanıştı.

AKP döneminde ekmek fiyatı %173 oranında arttı. 2002'de 1,03 TL olan ekmeğin kilosu 2,81 TL’ye çıktı

Aileler 2002 yılında gelirinin %5,5’i kadar bankalara borçluydu. Şimdi borç gelirin %50’sine ulaştı!

Batık tüketici kredisi tutarı 2002 yılında sadece 278 milyon TL idi. Şimdi 9 milyar lirayı geçti.

2002'de asgari ücret ile 26 gr altın alınıyorken 2013'te asgari ücret ile 9 gr alınabiliyor.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°