CHP’Lİ ŞEVKİN’DEN ATAMALARDA TORPİL VE PARA İDDİASI
Manşet Haber 15.05.2022 10:48:03 0

CHP’Lİ ŞEVKİN’DEN ATAMALARDA TORPİL VE PARA İDDİASI

CHP’Lİ ŞEVKİN’DEN ATAMALARDA TORPİL VE PARA İDDİASI






CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın mülakatla personel alımında yaşanan ‘torpil’ ve ‘para’ iddialarını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.





Mecliste konuşan Dr. Şevkin, Bakanlığın 2 Mart-12 Nisan tarihleri arasındaki personel alımında yaptığı mülakatların liyakat esaslı olmadığını kaydetti. Mülakatlardan önce çağrılan bazı adayların oluşturduğu Telegram gruplarında, torpil ve para döndüğüne dair ciddi iddialar bulunduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, “Bu iddiayı ortaya atan kişiler ve Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanları düşük olmasına rağmen yüksek mülakat puanları alanlar araştırılmalıdır” dedi.





“BAKANLIK AÇIKLAMASI TUTARSIZ”





KPSS'de 80 üstü puan alan çoğu adaya mülakatta düşük puan, 70 puanlılara ise yüksek puan verildiğinin açıklanan mülakat sonuçlarıyla sabitleştiğini dile getiren Dr. Şevkin, “İtirazlardan sonra KPSS'nin tek kriter olmadığı, çerçeve soruların sorulduğu, buna göre mülakat puanlarının verildiğini açıklayan Bakanlığın tutarsızlığı da dikkatlerden kaçmamıştır. Bu konuda Bakanlığı araştırma yapmaya ve adaletli olmaya çağırıyorum” diye konuştu.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°