CHP’Lİ SÜMER: “ADANA’DA SİSTEMATİK BASKI UYGULANIYOR”
Manşet Haber 17.05.2020 12:01:31 0

CHP’Lİ SÜMER: “ADANA’DA SİSTEMATİK BASKI UYGULANIYOR”

CHP’Lİ SÜMER: “ADANA’DA SİSTEMATİK BASKI UYGULANIYOR”






CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım’ın tutuklanmasına tepki göstererek iktidarın güç kaybettiği Adana’da yerel yönetimler ve muhalefet üzerinde sistematik bir baskı uyguladığını  iddia etti. Sümer, “Tutuklamanın 19 Mayıs öncesi olması da ayrıca manidar ve düşündürücü olmuştur” dedi.





Sümer, Yıldırım’ın tutuklanmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. İktidarın yerel seçimlerin ardından bazı kentlerde muhalefete baskısını artırdığını belirten Sümer, Adana’nın da bu kentler arasında olduğunu söyledi. İktidarın Adana’da hızla güç kaybettiğine dikkat çeken Sümer, açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:









ADANA İŞSİZLİKTE REKOR KIRDI





Türkiye’nin ilk sanayi kentlerinden biri olan Adana’da bugün fabrikalar birbiri ardına kapanıyor. Bossa, PAKTAŞ, Millî Mensucat, Güney Sanayi, Adana Sigara Fabrikası başta olmak üzere Adana’ya can veren fabrikalar bunlardan bazıları.





Ürettiğini tarladan toplayamayan çiftçi kaderine terk edilmiş durumda.





Yıllardır inşaatları bitirilemeyen kamu yatırımları da yılan hikayesine döndü.





Tüm bunlar işsizlikte kırılan rekorlar olarak karşımıza çıktı. Adana her bakımdan gerilemeye başladı. Uyuşturucu suçlarında Türkiye 3'üncüsü, cezaevine giren hükümlü sayısında 5'incisi, suça sürüklenen çocuk sayısında 13'üncüsü, iş kazası ölümlerinde 8'incisi oldu.





ADANAILAR “DUR” DEDİ





Bunları başta TBMM olmak üzere her yerde dile getirdik. Çözüm önerileri geliştirdik. Kapanan fabrikaları ziyaret ettik, ‘yeniden faaliyete nasıl geçirebiliriz’ diye kafa yorduk. Önce bu sorunları hiç görmeyen, sonra görüp sessiz kalan iktidar en sonunda bunları dile getirdiğimiz için bizi suçladı.





Bunların üzerine kötü bir yerel yönetim anlayışı da eklenince 29 Mart 2019’da Adanalılar buna ‘dur’ dedi.





DAĞITAMADIKLARI MASKELERİ BİZ DAĞITTIK





Halkçı ve şeffaf yerel yönetim anlayışıyla örnek bir belediyecilik sergileyen partimiz Adana’da hızla yükseliyor ve umut oluyor. İktidarın dağıtamadığı maskeleri biz parti olarak dağıtmaya başladık. Daha iyi ve hızlı organize olduk hatta biz milletvekilleri de ilçe ilçe gezerek dağıtıma katıldık. Ayrıca maskeyle birlikte çok sayıda vatandaşımıza dezenfektan malzemesi ve gıda kolisi de ulaştırdık.





YARGININ HALİ İÇLER ACISI





Başarısızlığı ortaya çıkan iktidar bizim üzerimizde baskıyı artırıyor. Bir sahra hastanesi projesini günlerce gündemde tuttular. Şimdi de sokak ortasında silah çekilen Yüreğir Gençlik Kolları Başkanımız Eren Yıldırım’ı tutukladılar. Sevgili Eren serbest bırakılmıştı. Daha sonra doğrudan iktidar partisinin sözcüsü ve ardından da Cumhurbaşkanı hedef göstermesiyle tutuklandı. Adana’daki bir ilçenin gençlik kollarıyla bile böyle uğraştıklarına göre durumları gerçekten kötü. Yargının hali ise içler acısı. Gençlik kolları başkanımızın 19 Mayıs öncesi tutuklanması ise ayrıca manidar ve düşündürücüdür.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°