<strong>CHP’Lİ TEKİN’İN MEKTUBU…</strong>

<strong>CHP’Lİ TEKİN’İN MEKTUBU…</strong>






CHP’li Gürsel Tekin’in, Uğur Dündar’ın köşesinde mektubunu okurken, gazeteci Şaban Sevinç’in sözlerini anımsadım. Sevinç, “parti yöneticileri seçim kaybetmez, asıl kaybedenler oy verenlerdir” demişti. Kimi politikacılar, ya da kimi “ne yaptığını bilmezler” seçmenin üzerine gitmeye/ seçmene tepki göstermeye/ seçmeni sorgulamaya başladılar! Hiç durup kendinize baktınız mı? Yurttaş ne istiyor, yurttaşa ne verebildin, belediler ne denli seçmenine destek oldu diye düşündünüz mü? Bunu yapmadan, “en küçük” sarsıntılardan etkilenen yurttaşı eleştirmek en kolayı sanırım!





CHP’li Tekin’in de anlattıkları “alışılmışın” dışında değil! Hep bilindik şeyler! “Oy alınmayan sandıkları” araştırmış! “Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” olduğu dönemde, neler yaptıklarını anlatmış! O günlerin seçim sonuçlarını da, o günlerin örgüt çalışmalarını da, o günlerin belediyelerini de biliyorum!





***





Örgüt çalışmalarında “halının altına süpürülecek” konu bırakmamak gerekir! Yalnız “boş sandık” ya da “sandığı korumak” da değil amaç, ondan önce bilgilendirmek/ inandırmak/ benimsetmek de gerekir! Şunu soruyorum CHP’li Tekin’e: örgüt denilen yapıya gereken bilgiyi verebildiniz mi, yapacaklarınıza inandırabildiniz mi, söylediklerinizi benimsetebildiniz mi, ne “iz” bıraktığınızı öğrenebildiniz mi?





Sanmıyorum! Bunların hiçbiriyle ilgilenilmemiştir kanımca! O bölgenin bilindik/ tanıdık isimleriyle kentin “en lüks” otelinde bir araya gelinmiştir, anlatılanlara alkış alınmıştır; sanki koca kentin sahibi oradaki üç/ beş seçilmiş, o kadar!





***





Adana’yı biliyorum, ilçelerini biliyorum, oralardaki yapılanmaları biliyorum, “kimin” sözüyle örgütler daraltıldı biliyorum! Örneğin, CHP’li Tekin’in döneminde, bildiğimiz birinin “adamı olmadan” yönetime girmeyi bırakın, delege olma şansı bile yoktu! İl örgütünde durum böyle, ilçe örgütleri il örgütlerinin yolunda… Şu an da değişmiş değil!





“Sandık” konusuna geleceğim… Koca kentlerde, ilçelerinde, köylerinde “böyle bir yapının” olduğunu “Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” bilmiyor olabilir mi? Peki, böyle bir yapılanmanın olduğu yerde; “siz” istediğiniz kadar sandıkların bulunduğu yere koruma dikin, sandıktan “oy çıkmaması” için çaba harcayın ne olur ki?





Yüzyıllık bir parti düşünün, üstelik bu yurdun “kuruluş felsefesinde” var olan bir parti geçen yüzyıla karşın “örgütlenmeyi” bilmiyor, en duyarlı olunması gereken konularında inandırıcı olamıyor, parti emekçilerini yalnız bırakıyor, her seçim sonrası/ bir sonraki seçimle avutmaya çalışıyor!  





***





Gazeteci Sevinç’e katılıyorum, “kaybeden oy veren” oluyor! Siyasetçi için değişen ne var ki, üstelik “hükümet/ iktidar” olmamak güven duygusu bile veriyordur! Seçmenin isteklerine “elimiz kolumuz bağlı” dediklerini biliyorum.





CHP’li Tekin’de biliyordur! CHP’li vekiller, örgüt “belediyelere” ulaşamazlar, söz dinletemezler, dediklerini yaptıramazlar! Onun için de “zararı” oy verenler görür! Peki, on ay sonra yapılacak olan yerel seçimler öncesinde bir soru sorayım: beş yıl geçmiş olacak aradan, bu sürede oy verenlerin yitirdikleri o denli çok değer oldu ki; umutları/ gelecekleri/ yaşamları… Bu bedelleri kim ödeyecek?



Oktay EROL

5.06.2023 23:53:20

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI