CHP’li Türkmen’den Vali Büyük’e Tepki
Manşet Haber 26.05.2015 17:28:04 0

CHP’li Türkmen’den Vali Büyük’e Tepki

CHP’li Türkmen’den Vali Büyük’e Tepki

Silahlı saldırı sonucu yaralanan CHP Adana Milletvekili Adayı Av. Elif Doğan Türkmen, Vali Mustafa Büyük’ün olaylarla ilgili açıklamasına tepki gösterdi.

Türkmen, yazılı açıklamasında şöyle dedi:

“Türkiye, yarınlarını şekillendireceği, aydınlık bir gelecek umudu olarak gördüğü 7 Haziran seçimlerine yaklaşırken, şahsıma yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı ülkeyi kaos ortamına sürüklemek isteyenler için bir fırsat olmuştur. Henüz hastanede tedavi görürken ve bu olayın neden olduğu travmayı atlatamamışken, Adana ve dolayısıyla Türkiye, kaos ortamı yaşamasın diye saldırganın çok eski bir müvekkilim olduğunun kamuoyu ile paylaşılmasını istedim. Buradaki amacım; bu saldırının arkasındakiler her kim ise ve amaçları ne ise sonuç almalarının önüne geçmekti. İl başkanımız Burhanettin Bulut ve sevgili eşim Ahmet Türkmen, kameraların karşısına geçip saldırganın kimliğinin bilindiğini, eski bir müvekkilim olduğunu ancak yıllardır avukat-müvekkil ilişkisi içerisinde bulunduğum bir insan olmadığını dile getirdiler.

DAHA BÜYÜK ACI VERDİ,

Ben bir milletvekili adayı olarak, bu olayı seçimlere 12 gün kala siyasi bir malzeme yapmaktan kaçınırken, ülkemin böyle bir olaydan dolayı kaos ortamına girmesinin kaygılarını yaşarken, bilinçli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir siyasetçi ve bir hukuk insanı olarak titizlikle davranırken, aynı hassasiyetin devlet adamı kimliği taşıyan sayın Adana Valisi tarafından gösterilmemesi, bana uğradığım saldırıdan daha büyük acı vermiştir. Sayın Vali, kimliği belli olan saldırgan henüz yakalanmamışken, sorgusu yapılmamışken, olayı neden gerçekleştirdiğinin üzerindeki sır perdesi kalkmamışken, silahlı saldırıyı, ‘Avukat-müvekkil ilişkisi’ne dayandırması en basit tabirle sorumsuzluktur. Sayın valinin devlet adamlığı ciddiyetinden uzak, bu açıklamayı yapmasının nedenini kamuoyunun takdirine bırakırken, bu vesileyle şahsıma yönelik silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişi ile uzun yıllardır herhangi bir avukat-müvekkil ilişkim bulunmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum.

KOLAYCI AÇIKLAMA

Sayın valimizden, bu tür kolaycı açıklamalar yapması yerine, açık kimliği belli olan saldırganın bir an önce yakalanması, varsa olayın arkasındaki kişilerin ortaya çıkarılması için gayret göstermesi ve en önemlisi kamuoyunun da cevabını merak ettiği “Bu saldırı neden seçime 12 gün kala gerçekleşti?” sorusuna yanıt olacak çözümler üretmesini bekliyorum.

Saldırı sonrası, gerek hastaneye gelerek, gerek telefonla arayarak, geçmiş olsun dileklerini sunan başta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, tüm partililerime, partizanlık yapmayarak bu menfur saldırıyı kınayan ve şahsımı ziyarete gelen diğer siyasi partilere mensup arkadaşlarıma, olayı duyar duymaz hastaneye akın eden binlerce hemşehrime şükranlarımı sunuyorum.

Sağlık durumumu merak edenlere de, şu müjdeyi vermek istiyorum: Yarından itibaren seçim çalışmalarıma kaldığım yerden şevkle devam edeceğim.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Av. Elif Doğan Türkmen

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°