ÇİFTÇİYE İCRA DARBESİ
Manşet Haber 19.10.2021 09:46:14 0

ÇİFTÇİYE İCRA DARBESİ

ÇİFTÇİYE İCRA DARBESİ

Adana'da 700 bin liralık hayvancılık kredisi ve 50 bin liralık tarımsal kredi borcunu ödeyemeyen kardeş 2 çiftçinin 300 dönüm tarlası, traktörleri, hayvanları ve çiftlikleri icralık oldu. Mallarına el konulup icra yoluyla satılan çiftçiler Süleyman ve Niyazi Göden kardeşler, AKP üyesi olduklarını belirterek yaşadıklarına adeta isyan etti. Çiftçilerin dramını yerinde görüp sorunlarını dinleyen CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, 'Ürettiğinden kazanamayan çiftçinin ödenmeyen kredi borcu nedeniyle icra yoluyla ocağına incir ağacı diktiler' dedi.
Adana'nın Karaisalı İlçesi'ne bağlı Aktaş Köyü'nde 70 büyükbaş ve 300 küçükbaş hayvanı bulunan, 300 dönümlük arazilerinde ise slajlık mısır, buğday ve ayçiçeği üreten çiftçiler Süleyman Göden ve kardeşi Niyazi Göden, 2020 yılında Ziraat Bankası'ndan 700 bin liralık hayvancılık kredisi kullandı. Çiftçilik yapan Göden kardeşler, Tarım Kredi Kooperatifi'nden de 50 bin liralık tarımsal kredi borçlanmasına girdi. Hayvancılıkta girdi maliyetlerinin fahiş oranda artmasına rağmen süt ve et fiyatlarının yerinde saymasından kaynaklı kredi borçlarını ödeyemeyen Süleyman ve Niyazi Göden, icra kararıyla mağdur oldu. 700 bin liralık kredi borçları 2 milyon liraya, 50 bin liralık kredi borçları da 180 bin liraya çıkan çiftçi Göden kardeşlerin tarla, traktör ve araçlarıyla hayvanları ve çiftlikleri icradan satışa çıkarıldı.
'HER ŞEYİMİZE EL KOYDULAR'
Hayvancılık yaparken kullandığı kredi nedeniyle yaşadıklarına isyan eden Süleyman Göden, şöyle konuştu:
'Kredi borçlarını ödeyemedik ve ağabeyim de kefil olduğu için 700 bin liralık kredi borcum faiziyle birlikte 2 milyon liraya çıktı. Her şeyimize el koydular. Özel bankalara yapılan yardımlar bize yapılmadı. Biz bu hale düşmek için kredi kullanmadık. Bu krediyi üretmek, faydalı işler yapmak için kullandık. Maalesef yüksek maliyetlerden dolayı bu duruma düştük. Bu topraklar bize dedelerimizden kaldı, şimdi ise Ziraat Bankası tarafından bu topraklar satılıyor. 1 milyon lira değer biçilen yerlerimizi 200 bin liraya, 4-5 milyon değer biçilen yerlerimizi 2 milyon liraya sattılar. Ya bu hükümet bize yardımcı olsun, ya da 'Kardeşim biz sizi gözden çıkarttık' desinler. Ben AKP üyesiyim, köy başkanıyım. Bizi bu hale getirsinler diye mi rey verdik? AKP milletvekilleri halimizi sormuyor. Kimse bizi dinlemiyor. Sessiz kitle ağlıyor. Hamile hayvanlar kesime gidiyor. İnsanlar kurtulmaya çalışıyor. Geçen yıl kullandığım ÜRE gübresi 1650 liraydı, şimdi 5200 lira oldu. İnsan Allah'tan korkar ya. Bizi bitirmeye hevesliler. Tarım Bakanı çıkmış, 'Çiftçinin moralini bozmayın' diyor. Benim bekam gitmiş bekam. Arazilerimi satmış devletin bankası. Ne varsa satmış, hatta bitiremediler bir ikisini gelecek hafta satacaklar. Bu arazileri çiftçiler değil, işin emlakçıları alıyor. Allah'tan korkun.'
Tarım Kredi Kooperatifi'nden 50 bin liralık tarımsal kredi kullandığını söyleyen Niyazi Göden ise, 'Çektiğim krediyi ödeyemedim. Borcum 180 liraya çıktı faiziyle. Arabam karakolda bağlı. Traktörlerimi de sattılar zaten. Çiftçilik yapacak hal bırakmadılar' diye konuştu.
CHP Karaisalı İlçe Başkanı Mustafa Eren ve partililerle birlikte icralık olup perişan hale gelen çiftçilerin dramına yerinde tanık olan ve sorunlarını dinleyen CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut ise şunları kaydetti:
'Tarımın ve çiftilerin sorunlarını anlatmaktan dilimizde tüy bitti ama Mısır'daki sağır sultan duydu, Tarım Bakanı ve iktidar duymadı. Üreticilerimiz burada da perişan haldeler. Ziraat Bankası'ndan kullandıkları 700 bin lira, 2 milyona çıkıyor. Tarım Kredi Kooperatifinden kullandıkları 50 bin liralık kredi 180 bin lira oluyor. Allah'tan korkun, kuldan utanın. Adeta tefeci faizi gibi faizlerle çiftçi perişan edildi. Üreticilerimizi destekleyin diyoruz. Tarım çöktü, işçi ve memur bitti. Üreticilerin halini görmüyorlar, rahatlarına ve keyiflerine bakıyorlar. Gelin yol yakınken dönün, üreticileri destekleyin ya da bırakın, istifa edin!'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°