CİLT HASTALIKLARINA KARŞI ÖNLEMİNİZİ ALIN
Manşet Haber 1.08.2016 19:23:28 0

CİLT HASTALIKLARINA KARŞI ÖNLEMİNİZİ ALIN

CİLT HASTALIKLARINA KARŞI ÖNLEMİNİZİ ALIN

Yaz aylarında deniz veya havuzda geçirilen sürenin uzaması ve güneşin etkisiyle bazı cilt hastalıklarının ortaya çıkma riski artıyor. Bu dönemde sıklıkla rastlanan mantar, pişik, böcek sokması, güneş alerjisi ve yanık gibi rahatsızlıklardan korunmak için bazı önlemler almak gerekiyor.

Doç. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, yaz tatilinde sık görülen cilt hastalıkları ve korunma yöntemleri hakkında uyarılarda bulunarak alınması gerekli önlemleri şöyle dile getirdi:

Tatilde serinlemek için uzun süre sudan çıkmamak, vücudun nemli kalmasına bağlı olarak ortaya çıkan cilt hastalıklarına neden olabilmektedir. Deniz veya havuzdan çıktıktan sonra özellikle vücuttaki kıvrım yerlerinin iyice kurulanmaması ciddi mantar hastalıklarına yol açabilir. Ayrıca ortak kullanıma açık havuzlarda ve plajlardaki zeminlerden de mantar bulaşabilmektedir. Mantar hastalıklarından korunmak için vücuttaki kıvrımlı bölgeleri çok iyi kurulanmalıdır. Sudan çıktıktan sonra ıslak mayo kurusuyla değiştirilmelidir. Havuz kenarlarındaki ıslak zeminlerde ve plajda yürürken mutlaka terlik giyilmelidir.Emel_Erdal

DENİZ SUYU VE GÜNEŞ CİLDİ KURUTUYOR

Deniz suyu ve güneşin etkisiyle yaz mevsiminde ciltte kuruluk oluşması da sık görülen bir durumdur. Denizden çıktıktan sonra vücutta kalan tuz güneşin etkisiyle birlikte ciltte pullanmaya ve kuruluğa neden olur. Bunu önlemek için denizden çıkar çıkmaz duş alarak vücut tuzdan arındırılmalı ve nemlendirilmelidir. Birçok güneş kreminin nemlendirici özelliği de bulunmaktadır. Denizden çıktıktan sonra duş alıp güneş kremini yenilemek hem güneşten korunmaya hem de cildi nemlendirmeye yardımcıdır.

CİLT KANSERİ RİSKİNİ ARTTIRIYOR

Yaz mevsiminde en sık görülen bir diğer cilt hastalığı güneş alerjileri ve yanıklarıdır. Bu nedenle güneş alerjisi olan kişilerin yaz tatiline çıkmadan önce bir dermatoloji uzmanına danışması tavsiye edilmektedir. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için özellikle 11.00-16.00 saatleri arasında güneş koruyucu kullanmadan kesinlikle güneşe çıkılmamalıdır. D vitamini sentezi için sabah saat 10.00’dan önce yaklaşık 15 dakika boyunca güneş koruyucu kullanmadan güneşe çıkmak yeterlidir. Bunun dışındaki zamanlarda koruyucu kullanmadan güneş ışınları ile temas, cilt kanseri riskini arttırmaktadır. Güneş yanıklarından korunmak için geniş kenarlı şapka ve gözlükler kullanılmalıdır. Uzun kollu, şile bezi gibi ince kumaştan, açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Yaz boyunca çocukların güneşten korunmasına iki kat daha fazla özen gösterilmelidir. Çocukluk çağında yaşanan güneş yanıkları ileride cilt kanseri görülme riskini ciddi oranda arttırmaktadır. Bu nedenle çocuklar her suya girip çıktıklarında güneş koruyucuları yenilenmelidir. Alınan önlemlere rağmen güneş yanığı oluşması durumunda yanık bölgesine kesinlikle diş macunu, yoğurt vb. şeyler sürülmemelidir ve en yakındaki sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

“GÜZEL KOKAYIM” DERKEN LEKELENMEYİN!

Terlemeye bağlı olarak ortaya çıkan isilikler, yaz mevsiminde daha sık görülmektedir. Özellikle çocukların ciltlerinin kuru tutulması isiliklerin oluşmaması açısından önemlidir. Bez kullanan çocuklarda “ara bezi dermatiti” denilen pişikler yaz aylarında daha sık ortaya çıkmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için belli aralıklarla çocuğun altını açarak bu bölgeyi kurulamak ve havalandırmak gerekir. Bu isilikler bazen kolaylıkla iyileşirken de bazen de çok şiddetli reaksiyonlara yol açarak iltihaplanabilmektedir. İsilikler kısa sürede geçmezse dermatoloğa başvurulmalıdır.

Terlemenin neden olduğu kötü kokuyu ortadan kaldırmak için kullanılan deodorant ve parfüm gibi spreyler, güneşe çıkmadan hemen önce kullanılırsa lekelenmeye neden olmaktadır. Bu nedenle deodorant ve parfüm sıkılan bölgeler güneşe maruz bırakılmamalıdır.

ALERJİK ETKİ YAPABİLİR

Tatil yerlerinde sık görülen sinek ve böcek sokmaları çok ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Özellikle açık pencerelerden giren sinek ve böcekler riski arttırmaktadır. Cam ve kapılarda sineklik kullanmak, böcek sokması riskini azaltmak açısından faydalı olabilir. Cilde sürülen sinek kovucu ilaç ve spreylerin de ciltte alerjik reaksiyonlara neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu tarz ürünler kullanmadan önce doktora danışılmalıdır. Sinek ve böcek sokması sonrasında karın ağrısı, ishal, nefes darlığı, dilde şişme gibi belirtiler ortaya çıkarsa mutlaka en yakındaki sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°