Çınar doktorlar
Manşet Haber 13.03.2013 13:30:07 0

Çınar doktorlar

Çınar doktorlar

Tabip Odası 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında meslekte 40 ve 50 yılını dolduran emektar hekimlere plaket verdi.

doktor_plaketTabip Odası’ndaki törende konuşan Başkan Dr. Ali İhsan Ökten, 14 Mart’ın  1919’da, işgal altındaki İstanbul’da yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak kutlanmaya başlandığını ifade ederek şöyle konuştu:

“ Mesleğimiz özellikle son 10 yılda uygulanan sağlık politikaları nedeniyle çok yıkıma uğratıldı. Bu yıkıma karşı mücadeleye biz yine mesleki örgütümüz Türk Tabipleri Birliği öncülüğünde devam edeceğiz. Bu amaçla TTB tarafından yeni Sağlık Bakanından 14 Mart’a kadar çözümlenmesini istediğimiz on dört acil talebimiz var. Bu taleplerimizi önümüzdeki günlerde duyuracağız.  7 Mart’ta başlayıp 17 Mart’a kadar devam edecek olan 14 Mart Tıp Haftası kutlamalarında bir hayli etkinlik düzenledik. Amacımız kültürü, sanatı, sporu, hekimleri, sağlık çalışanlarını, kadınları, sorunlarımızı, başarılarımızı, gönüllülük üzerine bize yardımcı olan arkadaşlarımızı bir araya getirerek hem tanışmak, hem eğlenmek, hem sorunlarımızı tartışmaktır.”

Yapılan konuşmalardan sonra meslekte 40 ve 50 yılını dolduranlara plaketler verildi. Plaket alan hekimler şunlar:

Dr. Ahmet Mememencioğlu, Dr. Ali Bozdereli, Prof. Dr. Ali Haydar Alpaslan, Dr. Ayten Bozdereli, Prof. Dr. Bekir Aydın Levent, Prof. Dr. Can Özşahinoğlu, Dr. Canan Erdoğan, Prof. Dr. Gülseren Ağrıdağ, Dr. H.Uğur Akavcı, Dr. İrfan İnanoğlu, Dr. M.Birol Keskin, Dr. Mehmet Şahinoğlu, Dr. Metin Soydan, Dr. Mustafa Övül, Dr. Necati Bütün, Prof. Dr. Nemci Aksaray, Dr. Neval Özkurt, Dr. Sedat Esen, Prof. Dr. Üner Tan

Öte yandan, uluslar arası Adli Tıp Akademisi Bilim Onur Altın Madalyası alan Prof. Dr. Mete Korkut Gülmen ile oda çalışmalarına verdikleri desteklerden dolayı Adana Eczacı Odası Başkanı Eczacı Ersun Özkan ve oda avukatı Ebru Atıcı Sevindik’e de teşekkür plaketi verildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°