Cinayet anı güvenlik kamerasında
Manşet Haber 16.11.2012 00:11:10 0

Cinayet anı güvenlik kamerasında

Cinayet anı güvenlik kamerasında


Adana'da özel bir firmanın satış sonrası teknik servis müdürü olarak çalışan 41 yaşındaki Kudret Yavuz''u işyerindeki odasında 500 lira borç vermediği için öldürdüğü iddia edilen 37 yaşındaki Metin Sevgili'nin  güvenlik kamera görüntülerinden arkadaşını 5 saniye içinde öldürüp, kendini kovalayan güvenlikçilere de ateş açtığı ortaya çıktı.
D-400 kara yolu üzerindeki fabrikada 13 Ocak tarihinde şirket müdürü Kudret Yavuz''u koltuğuna oturur oturmaz öldürdükten sonra kaçan ve aynı gün polise teslim olup tutuklanan katil zanlısı Metin Saygılı'nın Adana 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Öldürdüğü Kudret Yavuz''un eniştesinin aile dostu olduğunu ifade eden ve hakkında müebbet hapis ile 3 güvenlik görevlisini öldürmeye teşebbüsten 45 yıl hapsi istenen Saygılı, 'Ehliyetsiz araç kullanmaktan 600 lira ceza aldım. Peşin ödersem 450 lira ödeyeceğim söylendi. 500 lira borç para için yanına gittim. Para isteyince küfür edip, parayla uyuşturucu alacağına git çocuklarına bak deyince ayağına ateş ettim. Odasından çıkarken yine küfür etti, arkamı dönüp silahı doğrulttuğumda yapma dedi. Bir el daha ateş ettim. Kaçmak için beni engellemek isteyen görevlilere de ateş ettim' dedi.

' HASTANEDE TARAYACAĞIM'
Öldürülen Kudres Yavuz''un eşi Özlem Yavuz (37), sanıktan şikayetçi oldu. Olaydan sonra sanığın kardeşi Esengül'ün kendisini aradığını belirten Yavuz, 'Eşimin ölüp ölmediğini kardeşine sormuş. Ölmediyse gelip hastanede tarayıp öldüreceğim demiş. Eşimi planlı şekilde öldürmüştür' diyerek sanığın en ağır cezaya çarptırılmasını istedi.  Öldürülen Yavuz'un eşinin avukatları Av.Kemal Derin ve Av.Yasemin Dore Şeker, katil zanlısı Sevgili'nin cinayeti planlı şekilde işlediğini. cinayet anını saniye saniye görüntüleyen işyeri güvenlik kamera görüntüsünün mahkemece incelenmesini istedi. Duruşma güvenlik kamera görüntüsünün bilirkişi tarafından çözümünün yapılıp, fotoğraflanması için ertelenirken görüntülerde katil zanlısı Sevgili'nin cinayeti saniyeler içinde işlediği görüldü.
Katil zanlısının Kudret Yavuz''un odasına girip kendisiyle öpüştüğü görüntülerin ardından cinayet anı da saniye saniye görüntülendi. Yavuz'un makam koltuğuna oturmasının ardından katil zanlısı da koltuk değiştirip Yavuz'un karşısına geçti ve 5 saniyede ayağa kalkıp ateş etti. Görüntüler, güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
Karnından vurulan Yavuz, yere yığılırken katil zanlısının soğukkanlı şekilde elinde silahla dışarı çıkıp kaçması, kendisini yakalamak isteyen güvenlik görevlileri ve işyeri çalışanlarına da ateş etmesi kaydedildi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°