CİNSEL İLİŞKİ KALP KRİZİNİ TETİKLER Mİ?
Manşet Haber 22.10.2021 01:28:50 0

CİNSEL İLİŞKİ KALP KRİZİNİ TETİKLER Mİ?

CİNSEL İLİŞKİ KALP KRİZİNİ TETİKLER Mİ?

Kalp hastalarının sıklıkla, kalp problemlerini tetikler korkusuyla yaşamlarındaki cinsel ilişki sıklığını azalttığına dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ebru Özenç, bu konuda ilginç açıklamalarda bulundu.
konu hakkında bilgiler verdi.
Kalp krizi geçirdikten sonra hastaneden taburcu olurken hastaların en az bilgi aldığı konulardan birinin cinsellik olduğunu belirten Dr. Ebru Özemç, bu konudaki görüşlerini şöyle sıraladı:
“Doktora ilaç tedavileri danışılır, nasıl beslenmek gerektiği danışılır ancak ne zaman seksüel aktivitelere başlanabileceği sorusundan kaçınılır. O telaşla bu sorunun akla gelmemesi veya bu konuların konuşulmasından utanılması gibi sebepler altta yatabilir. Erkeklerin yarısından azı, kadınların 1/3’ünden azı, doktoruna bu konuları danışmamaktadır. Zamanlama konusunda güncel 2 çeşit öneri bulunmaktadır; kalp krizi sonrası ek bir problem gelişmediyse ve kişi kendini fiziksel olarak iyi hissediyorsa hazır hissettiği en erken zaman veya taburculuğun ardından 1 hafta kadar bekledikten sonra cinsel ilişki yaşanabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, kalp krizi sonrası tehlikeli komplikasyonlar yaşandıysa bu öneriler değişir ve doktorunuz belli bir süre kısıtlama getirebilir.
Her 5 kalp krizinin 1’i 18 ile 55 yaşları arasında yaşanmaktadır. Kalp krizi yaşayan hastaların en büyük korkularından biri kalbe zarar verebileceğini düşündüğü aktivitelerden uzak durmak olmaktadır. Sporun azalması, gündelik fiziksel aktivitelerinin kısıtlanması, cinsel faaliyetlerin sayısının düşürülmesi sıklıkla gözlenmektedir. Aktiviteler kısıtlandıkça bu sefer de psikolojik olarak kişi kendini daha depresif, kaygılı ve bunalımda hissetmeye başlamaktadır, yaşam enerjisi düşmektedir. Eskiden bir kalp krizi vakası sonrası hastalara haftalarca yatak istirahati önerilmekteydi. Ancak sonradan anlaşıldı ki bu kadar hareketsizlik bir çok ölümcül yan etkileri de beraberinde getirmektedir. Bacak damarlarında pıhtılaşmalar, akciğere pıhtı atması, kalp fonksiyonlarında iyileşmelerin azalması, çabuk yorulma ve depresyon sıklıkla görülmekteydi. Son yıllarda ise kalp krizi sonrası rehabilitasyonun en önemli kısmı ‘’olabildiğince erken sürede fiziksel olarak aktif olmak’’ tır. Hatta yakın zamanda yayınlanan bir bilimsel çalışmada kalp krizi sonrası cinsel aktivitelere erken başlayan ve düzenli devam ettiren hastalarda uzun dönemde sağ kalım için pozitif etkiler olduğu gösterildi.
Cinsel ilişki kalp krizini tetikler mi?
Cinsel ilişkinin sanıldığı kadar kalp krizi riskini arttırıcı etkisi bulunmamaktadır. Yapılan çalışmalarda kalp krizi vakalarının yüzde 1’inden azı cinsel aktivite esnasındadır. Bir kişi iki kat merdiven rahat çıkıyorsa cinsel aktiviteyi de rahat gerçekleştirebilir. Bir diğer mesele de erkeklerin kullandığı halk arasında ‘’mavi hap’’ olarak da bilinen ereksiyon ilaçlarının kalp krizi yapıcı etkisi olup olmadığı yönünde kafa karışıklığı yaşanmasıdır. Artık şunu biliyoruz ki stabil kalp hastalarında bu ilaçların güvenle kullanılmasında sakınca bulunmamaktadır. Önemli olan nokta kalp hastalarının hangi kalp ilaçlarını kullandığıdır.
Kalp hastaları ‘’mavi hapları’’ kullanabilir mi?
Kalp krizi sonrası cinsel aktiviteyle ilgili bir diğer merak edilen konu da kullanılan kalp ilaçlarıyla erkeklerde sertleşme için kullanılan ilaçların nasıl etkileşeceğidir. Kalp krizi geçirdikten hemen sonra bir süreliğine cinsel performans problemleri yaşanabilmektedir ve bunun geçici bir dönem olabileceği unutulmamalıdır. Ereksiyon ilaçları kalp hastalarının çoğunda oldukça güvenle kullanılabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken durum ise nitrat içerikli kalp ilaçları alınıyorsa ereksiyon ilaçları kullanmanız sakıncalı olmaktadır, doktorunuzla mutlaka görüşmeniz gereklidir. Ayrıca aktivite esnasında göğüs ağrınız oluyorsa da bu ilaçları almanız yanlış olur; çünkü ereksiyon ilaçları kan basıncını düşürerek kalbe giden kan akımını azalttığı için tehlikeli tablolar oluşabilir. “


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°