Çıtırık Yeni Adliye Binasını sordu
Manşet Haber 10.06.2013 14:43:51 0

Çıtırık Yeni Adliye Binasını sordu

Çıtırık Yeni Adliye Binasını sordu

Adana Baro Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık, kentteki yargı hizmet binalarının yetersizliğini ve yeni adliye sarayı yapılması konusunda her türlü yazıma ve görüşmeyi yaptıklarını söyledi. Çıtırık,” Ancak üzülerek belirtmek istiyorum ki; kentimizin en temel sorunlarından birini oluşturan Yeni Adliye hizmet binasının yapılarak ‘bölünmüş’ ve ‘taşımalı’ hizmet vermesini ortadan kaldırılmasına yönelik sözlü ve yazılı taleplerimize yetkili konumdakiler maalesef kulaklarını tıkamışlardır.”dedi.

mengucek_citirikbaroAdana’da yargı hizmetlerinin 2002 yılında faaliyete geçen Adliye Binasına rağmen üçe bölündüğüne dikkat çeken Çıtırık, “Mevcut binaların yetersizliği, yeni kurulan mahkemeler, nüfus yoğunluğu, iş yükünün artarak devam etmesi gibi hususlar dikkate alındığında kentimizin Yeni Adliye Binası’nın bir an önce temelinin atılarak hizmete girmesi kaçınılmaz bir gerekliktir.”şeklinde konuştu.

Baro Başkanı Çıtırık, Yüreğir İlçesi Köprülü Mahallesi’nde mülkiyeti hazineye ait 157 bin 120 metrekare büyüklüğünde ve Ziraat Okulu olarak kullanılan  taşınmazın Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararıyla 58 bin metrekarelik kısmının Adalet Bakanlığı adına Yeni Adliye Sarayı için tahsisine ve bu alanın kamulaştırma kararının verildiğini anımsatarak, “Aradan geçen 3 yıllık zaman dilimi içerisinde Yeni Adliye Sarayının projelendirilmesi tamamlanarak ihale sürecine geçilememesini hayretler içerisinde karşılamaktayız. Görev ve yetkileri nedeniyle sorumluluk taşıyan kişilere, kurumlara hatırlatmak isteriz ki; bir kez daha yeni Adana Adliye Hizmet Binası’nın ihale sürecinin tamamlanarak, en kısa zamanda inşaat yapımına başlanmasını istemekteyiz. Adana’nın sahipsiz olmadığına inanmak istiyoruz. 3 yıldır temelinin atılamaması, bu soruna yeterince sahip çıkılmaması, çözüm için kararlılık ve samimiyet gösteremeyenlere de şu soruyu soruyuz:  “Yeni Adliye Binası Başka Bir Bahara mı Kaldı?” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°