Cittaslow

Cittaslow

Yıllardır duyduğumuz bir cümle var “Adana büyük köy”. Kulağa ilk başta olumsuzmuş gibi gelse de, biraz düşününce aslında bunun bir iltifat olduğunu anlıyor insan ve bu iltifatı hiç de hak etmiyor Adana.

Bu kent “deve kuşu” gibi demek daha doğru olur. Ne köy, ne de kent. Doğru tespit bu olur.

Köy hayatını bilen ve seven biri olarak köyde yaşadığım hissini bana vermiyor bu şehir. Şehir hayatının konforunu bilen biri olarak da şehir hayatının nimetlerini tattıramıyor bu şehir. Köyün en olumsuz yanlarını, kentin en olumsuz yanlarını bünyesin de toplamayı başarabilmiş sadece bu şehir.

Bu başarı da en az pay tabi ki şehrin ta kendisi. Tamamına yakını ise yöneticilerinde. Yol, köprü, park üçlemesinden çıkamayan yöneticilerin vizyonuyla sınırlı. Bilgi sadece üçlemede, kafalar imar da, bu da ayrı.

Nereye kadar gidebiliriz ki, bu yapıyla, bu anlayışla?

Bu kentte özlediğimiz şey, toplumun ilerisin de, vizyoner, cesur ve düşünemediklerimizi düşünebilen yönetimler ve de yöneticiler!..

Makro projeler, büyük fikirler, Adana’yı bölgenin değil, ülkenin çekim merkezi yapabilmek. Hayallerini süsleyen şey, çocuklarına bırakacakları miras değil de, geride kocaman bir Adana markası bırakmak olan yöneticiler.

Ama nerede bu yöneticiler?

Tabi ki bu, klasik anlayışla, sıradan kent yöneticiliğiyle olabilecek işler değil bizim hayallerimiz.

Gülen başkanlar, uzun başkanlar, kısa başkanlar, sessiz başkanlar, sırma saçlı başkanlar. Çeşit çeşit olsa da kalıpları yok aslında birbirlerinden farkları...

Kendilerini sadece fiziğiyle tanıyabildiğimiz, fikirlerinde bir özgünlük, yenilik ve ışık göremediğimiz başkanlar bizi ne kadar ileriye götürebilir ki?

Modern dünya kurallar, tanımlar, kriterler ve sistemler  dünyasıdır. Sadece sandıkla cumhuriyetle demokrasi olmadığı gibi, belediye kelimesi ile de şehircilik veya yaşanabilir şehirler olmuyor...

Yaşanabilir kent dediğimiz de, dünya bunun da tanımını yapmış. Nasıl mı?

Cittaslow diye bir kavram tanımlamış. Geçmişle bağını koparmamış, geleceğin konforu reddetmeyen bir anlayış bu kısaca.

Ama bu tanım küçük kentler için oluşturulmuş, fakat burdan yola çıkarak bir metropolun de ne olması gerektiğinin ipuçlarını bize veriyor.

İnsan için ama öncelikle, çoğunluk için kent tasarlamak.

Çoğunluk derken sosyal piramidin en üstünü değilde, orta ve altta ki kitleyi baz alan bir şehircilik anlayışı.

 

Yani, parası olan için değil de, orta gelir grubu olan halk için planlanmış bir yaşamın merkezi...

Neyse, bugünlük bu kadar kafa karıştırdığımız yeter...

Cittaslow, neydi sn. Başkanım?

adanaulus

26.05.2016 13:03:26

YAZARLAR


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI