Plato Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü 1. Sınıf Öğrencilerine anneler günü nedeniyle “Anne olmak” konulu ders verildi.
Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü İkbal Kalın, Meslek Yüksekokulunda yaptığı konuşmada, her şeyin unutabileceğini ancak yaşanmışlıkların verdiği tecrübenin unutulamayacağını söyledi.
Plato Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü 1. Sınıf Öğrencilerinin ilgi ve merakla dinlediği derse konuşan Artı Özel Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Didem Sürenler, kendi çocuğu ile ilgili yaşadıklarını anlatırken şöyle konuştu:
”Yeni yetişirken başka bir hayat yolunuz oluyor. Sonra bir keskin viraj oluyor siz başka tarafa dönüyorsunuz. Sonra bir keskin viraj daha oluyor bambaşka bir tarafa dönüyorsunuz. Geriye dönüp baktığınızda yola çıktığınız hedefle hiç alakasız işler yaptığınızı fark ediyorsunuz. Ben marjinal bir işkadını olacağım diye düşünürken evlikle birlikte viraj birdenbire değişti. On milyon çocukta bir rastlanan “cam kemik” hastası bir evladım oldu. Zor bir süreç yaşadım. Sıradan işler yaptığınız zaman sıradan hazlar alıyorsunuz. Sıradışı işler yaptığınız zaman aldığınız zevk başka oluyor. Bu da kederinizin altta kalmasına adrenalinizin yükseklere çıkmasına neden oluyor. Böylesi zor zamanlarda içinizde hep yedek bir gücün olduğunu düşünüyorsunuz. Ben hep öyle yaptım. Başlangıç noktasıyla varış noktası arasındaki sıkıntılar, handikaplar insan hayatında çok önemli şeylere sebep olabiliyor.”
Kariyer planının engelli olan evladıyla tamamen değiştiğini belirten Sürenler, kendisine “Yılın Annesi” unvanı verilmesini hiç bir akademik kariyerin sağlamasının mümkün olamayacağını ifade ederek şöyle konuştu:
“ İnsanlar gençliğinde bazı şeylerin başlarına hiç gelmeyeceğini sanıyorlar. Bir sabah uyanıyorsunuz başıma gelmez denilen o elzem durum karşınıza çıkıvermiş. Benim çocuğum dünyaya geldiğinde hiç bilmediğimiz hiç tanımadığımız bir hastalıkla şaşkına dönmüştük. Dokunduğunuzda kemiği kırılıyor, aksırdığında, esnediğinde kırılıyor, altını değiştirirken ayağı kırılıyor, fanilasını değiştirirken eli kırılıyor hayatımız çok zordu. 26 yılda hastalığı öğrendim. Ortopedistler dahil birçok uzmana tecrübelerimizi anlattım. Türkiye benim oğlumla birlikte Latince ismi Osteogenesis İmperfekta olan cam kemik hastalığını tanıdı. Bizimle birlikte yaşanan bir takım tecrübeler belki ilerde sizlerin böyle çocuklara sahip olmamanızı sağlayacak. Bir savaştan bir yenilgiden fevkalede bir ganimet kazanıyorsunuz. Özel gereksinimleri olan bir çocuk dünyaya getirmeniz aslında bir yenilgi ama sonrasında ne kadar önemli bir kazanım olduğunu görüyorsunuz. İlk başlarda hayatım siyahtı hem de simsiyah. Günlerce aydınlanmadı. Her kötü olayın bir de iyi sebebi olduğunu öğrendim. Bizim gibilerin hayat hikâyelerinin sizlere aktarılmasının şöyle bir önemi var. Her insanın içinde bir yedek güç var, Joker güç var. Çocuk, parasızlık, hastalık, evlilik konusunda özellikle kadın içindeki yedek gücü kullanıyor. Bu yedek gücü ille de sorun olduğunda kullanmamak lazım. Yeni bir şey aratmak için üretmek için de bu gücü kullanmak lazım. Bizler kadınlar olarak ailelerin çekirdekleriyiz. Biraz hayal kurmamız çocuklarımıza da öğretmemiz gerekiyor”
