Çocukların istismarını önlemek istiyoruz
Manşet Haber 14.02.2013 14:00:25 0

Çocukların istismarını önlemek istiyoruz

Çocukların istismarını önlemek istiyoruz

Adana(Ulus)--Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan, sosyal projelerle çocukların suç odakları tarafından istismar edilmelerini engellemeye yönelik çalışmalar yaptıklarını açıkladı.

Seyhan Oteli’nde Vali Hüseyin Avni Coş’un da katıldığı toplantıda konuşan Emniyet Müdürü Gürkan, devletin ve toplumun devamlılığı ile sosyal faaliyetlerin sürmesi için kamu düzeninin güvenliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

emniyet_valiSosyal projelerle çocukların suç odakları tarafından istismar edilmeleri engellemeye yönelik çalışmalar da yaptıklarını belirten İl Emniyet Müdürü Gürkan, 'Terörle mücadelede 2012 yılında 259 olay meydana gelmiş ve bunların faili 162 kişi adli mercilere intikal ettirilmiştir. Aynı dönemde 150 çalışmada ise 426 şüpheli adli mercilere intikal ettirilmiştir. Buna karşın sosyal projelerle geçen yıl 679 aile ziyaret edilerek, 34 bin 600 kişiye ulaşılmıştır. Bu rakamdan anlaşılacağı gibi operasyonel faaliyetlerin yanı sıra sosyal ve kültürel projelerle önleyici hizmetleri artırmaya çalışıyoruz' dedi.

'Güvenlik hizmeti veren polis ve jandarma teşkilatlarımızın değerli mensuplarının her biri isimsiz kahramanlardır' diyen Vali Coş, güvenlik hizmetlerinin, elektrik, su ve hava gibi çok önemli olduğunu bunun ara vermeden yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Halkın güvenlik teşkilatına verdiği öneme de değinen Vali Coş, 'Güvenlik teşkilatlarına halk katkı vermezse, ne kadar personel, araç ve gereciniz olursa olsun başarılı ve etkin olmanız mümkün olamaz. Bu nedenle Adana'da güvenlik alanında kaydedilen tüm olumlu gelişmelerde Adanalı hemşerilerimizin büyük katkısı ve emeği var. Bundan dolayı değerli vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Güvenlik hatlarına yapılan her ihbar büyük bir titizlikle araştırılıyor. Sadece polisiye tedbirlerle değil, suça itilebilecek toplum kesimlerinin rehabilite edilmesi, onların suça sürüklenmesinin önlenmesi konusunda da sosyal çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalara destek veren sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, değerli iş adamları ve hayırsever vatandaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Güvenlik güçlerimiz, birlikte huzur içinde yaşama ortamını bozmak, fitne ve fesat çıkarmak isteyenlere karşı gerekli çalışmaları teknolojik imkanlardan da yaralanarak en iyi çalışmayı yapıyor' dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°