Coş: Hepimiz Emaneytçiyiz
Manşet Haber 24.05.2013 14:42:41 0

Coş: Hepimiz Emaneytçiyiz

Coş: Hepimiz Emaneytçiyiz

ceyhan_heyeticosVali Hüseyin Avni Coş, Ceyhan'dan gelen başta Ceyhan Kaymakamı Gürbüz Karakuş, Ticaret Borsası Başkanı Memici Güleçyüz, Ticaret Odası Başkanı Şeref Can, Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Cengiz Özal ve İşadamlarından oluşan heyeti Makamında kabul etti.

Ziyarette Ceyhan Kaymakamı Gürbüz Karakuş, ilçede yapılan çalışmalar hakkında Vali Coş'a bilgi verirken, oda başkanları da ilçede yürüttükleri faaliyetler hakkında bilgi verdi.

Vali Coş ise, Ceyhan İlçesi'nin Adana'nın en önemli ilçelerinden birisi olduğunu söyledi.

'HEPİMİZ EMANETÇİYİZ'

Ceyhan İlçesi'nde hizmet veren işadamlarının ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirten Vali Coş, 'Hepimizin amacı memleketimize, aziz milletimize hizmet etmektir. Neticede hepimiz emanetçiyiz. Bir müddet sonra bu görevler bitecek. Hatta hayat bitecektir. Önemli olan bu emaneti uhdemizde tuttuğumuz süre içerisinde iyi, doğru, güzel bir şekilde memlekete, millete hayırlı işler yapabilmek' dedi.

Vali Coş, iyilikleri artırarak, güzellikleri çoğaltmak, kötülükleri azalmak için gayret sarf etmek gerektiğini söyledi.

Bu duygu ve düşünce ile davranıldığında vazifelerin en iyi şekilde yapılacağını vurgulayan Vali Coş, 'Aksi takdirde vazifemizi yeterince yapmamış oluruz. Bu bilinçle davrandığımız taktirde pek çok konuyu hallede bilme, pek çok konuda yanlıştan uzaklaşma, doğruya ulaşma formülünü de bulma imkanını elde etmiş oluruz. Ben yeni seçilen başkanlarımıza ve temsil ettikleri camiaya hayırlı olsun diyerek, başarılar diliyorum' dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°