ÇÜ PROJESİNE YÖK’TEN DESTEK
Manşet Haber 30.09.2016 18:45:07 0

ÇÜ PROJESİNE YÖK’TEN DESTEK

ÇÜ PROJESİNE YÖK’TEN DESTEK

Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programına başvurusu yapılan 152 projeden sadece 23’ünün desteklendiği açıklandı. Bu projeler arasında ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Oya Işık’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje de bulunuyor.
YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın yönettiği törene, Çukurova Üniversitesi’ne ait kabul edilen projenin sözleşmesini imzalamak üzere Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar ve Proje yürütücüsü Prof. Dr. Oya Işık da katıldı. Üniversitelerin Rektörleri ve proje yürütücülerinin katıldığı imza töreni ile başlatılan projeyi Çukurova Üniversitesi ve Tayland Kasetsart Üniversitesi Su Ürünleri Fakülteleri ortak yürütecek.
YÖK Başkanı Saraç, YÖK tarafından ilk kez gerçekleştirilen Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programı ile araştırma kapasitesinin artırılması, uluslararası iş birliklerinin geliştirilmesi, uluslararasılaşma süreçlerine katkı ile yurt dışındaki üniversitelerle öğrenci ve öğretim elemanı değişiminin amaçlandığını söyledi.
152 PROJEDEN, 23’Ü DESTEKLENİYOR.
2016-2017 öğretim yılı için yükseköğretim kurumlarından YÖK başkanlığına toplam 152 proje başvurusu yapılmış ve değerlendirme sonucu 18 yükseköğretim kurumundan 19 farklı ülkeyle, Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Oya Işık’ın yürütücülüğünü üstlendiği projenin de bulunduğu toplam 23 proje destekleniyor.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°