Çukurova Üniversitesi Engelsiz Olma Yolunda
Manşet Haber 3.10.2013 01:11:03 0

Çukurova Üniversitesi Engelsiz Olma Yolunda

Çukurova Üniversitesi Engelsiz Olma Yolunda


Çukurova Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Dairesi bünyesinde hizmet veren “Engelli Öğrenci Danışma Birimi” sayesinde Çukurova Üniversitesi, engelli öğrenciler için engelsiz bir üniversite olma yolunda ilerliyor.


Ç.Ü. Engelli Öğrenci Danışma Birimi Komisyon üyesi Uzman Psikolojik Danışman Sabit Akbaş; ’’amacımız öğrencilerimizin eşit eğitim yaşantısı geçirmelerini sağlamak” dedi.

Engelli Öğrenci Danışma Birimi, Çukurova Üniversitesi bünyesinde hizmet veren 26 merkezden sadece bir tanesi. 2007 yılında kurulan birimin amacı, engelli öğrencilerin akademik, idari, fiziksel, psikolojik, barınma ve sosyal alanlarla ilgili ihtiyaçlarını tespit etmek ve bu ihtiyaçların karşılanması için yapılması gerekenleri belirleyip hayata geçirmek.

Komisyon Başkanlığını Rektör yardımcısı Prof. Dr. Yaşare Aktaş Arnas’ın yaptığı Engelli Öğrenci Danışma Birimi‘nde Prof. Dr. Rengin Güzel, Prof. Dr. Elçin Yoldaşcan, Doç. Dr. Kerem Özgünen, Yrd. Doç. Dr. İskender Özgür, Yrd. Doç. Dr. Gonca İnce, Uzm. Sabit Akbaş, Uzm. Serdal Gökayaz, Nazım Altan, Nesrin Güçlüer, Denizhan Saruhan ve Öğrenci Konseyi Başkanı da görev alıyor.

‘’AMACIMIZ EŞİT EĞİTİM YAŞANTISI “

cuengelli_birimiUzman Psikolojik Danışman Sabit Akbaş, “Her yıl kayıt dönemiyle birlikte fakülte dekanlıklarımıza öğrenci tespit formu gönderiyoruz. Fakültelerimiz tarafından belirlenen engelli öğrencimiz, bu formda gerekli bilgileri doldurduktan sonra Engelli Öğrenci Birimi’ne kaydını yaptırmış oluyor. Bu öğrencilerimiz, ilgili yasaların ön gördüğü haklar doğrultusunda üniversitemizdeki tüm hizmetlerden ücret alınmadan yararlanabiliyor. Amacımız, engelli öğrencilerin hiçbir sınırlılık yaşamadan diğer öğrencilerle eşit eğitim yaşantıları geçirmelerini sağlamak” diye konuştu.

2013 yılı itibariyle 38 bedensel, 15 görme, 7 işitme, 4 konuşma ve diğer kronik rahatsızlığı olan 4 öğrenci ile 68 öğrencinin birime kayıtlı olduğunu bildiren Akbaş, Ç.Ü. Engelli Öğrenci Danışma Birimi’nin sadece öğrencilere değil engelli personele de hizmet verdiğini sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°