Çukurova’da Emekli Evleri
Manşet Haber 19.09.2015 17:50:44 0

Çukurova’da Emekli Evleri

Çukurova’da Emekli Evleri

emekli evleri  (1)Adana’da Çukurova İlçe Belediyesi tarafından yaptırılan Emekli Dinlenme Evleri kadın ve erkek emeklilerin bir arada olacağı bir anlayışla hizmete sokuldu. Çay, kahve gibi içeceklerin ücretsiz, günlük gazete ve dergiler ile kitapların bulunduğu emekli evleri için Başkan Soner Çetin, “Sadece erkeklerin değil, kadın-erkek birlikte sohbet edilip satranç ve tavla oynanabilen bir sosyal tesis yaptık” dedi.

Çukurova Belediyesi Türkiye’de ilk kez kadın ve erkek emeklilerin bir arada dinlenip hoşça vakit geçirebileceği Emekli Dinlenme Evleri’ni hizmete açtı. Çukurova’nın Mahfesığmaz, Huzurevleri ve Belediye Evleri mahallelerinde hizmet verecek olan Emekli Dinlenme Evleri’nin açılışına meclis üyeleri  ve muhtarların yanı sıra emekli vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Verdiği bir sözü daha tutmanın mutluluğu içinde olduğunu ifade eden Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Özellikle dar gelirli emeklilerimizi düşünerek emekli dinlenme evleri yapacağımızı vaat etmiştik. Bugün bir sözü daha tutmuş oluyoruz. Üç emekli evini birden açmanın kıvancı içindeyim” diye konuştu.

CHP’nin emekli vatandaşlara yönelik bakış açısının 7 Haziran seçimleri öncesindeki ikramiye vaatleriyle somut olarak ortaya konduğunu hatırlatan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Yıllarını ülkesi, kenti ve ailesi için emek vererek geçiren emeklilerimize ikinci baharlarında biraz daha huzur verebilir, onları rahat ettirebilirsek ne mutlu bize. Özellikle dar gelirli emekli vatandaşlarımızın bu Emekli Dinlenme Evleri’ne yoğun ilgi göstermesi anlamlı. Ne kafeler ve ne de kahvehanelerle rekabet içindeyiz; biz bir çay parasını öderken sıkıntı yaşayan dar gelirli emeklimizi düşündük, hedef kitlemiz onlardır” dedi.

KADIN-ERKEK BİR ARADA

emekli evleri  (2)Çukurova Belediyesi’nin hizmete açtığı Emekli Dinlenme Evleri’nin her sabah 08.30’da açılıp akşam 19.00 gibi kapanacağını, çay ve kahve gibi içeceklerin ücretsiz olacağını, ayrıca her türlü günlük ulusal ve yerel gazeteler ile dergilerin bulunacağını belirten Başkan Soner Çetin, kadınlara seslenerek şöyle dedi: Özellikle emekli kadınlarımızın bu tesislere sahip çıkmasını istiyoruz. Buralar sadece erkeklerin geleceği tipik kahvehanelere benzemeyecek. Satranç gibi akıl oyunları oynanacak, kulüpler kurulacak. Ayrı gayrı yok, kadın ve erkek emeklilerimiz el ele kol kola gireceği arkadaşça bir ortamı oluşturmak en büyük dileğim. Vatandaşlarımızı da bu evlerimize kitap bağışında bulunmaya çağırıyorum.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°