Çukurova’da Engellilere Özel Havuz
Manşet Haber 3.09.2015 20:03:14 0

Çukurova’da Engellilere Özel Havuz

Çukurova’da Engellilere Özel Havuz

Çukurova’da yaşayan engellilere gün doğdu. Çukurova Belediyesi havuzundan yararlanma süresi üç güne çıkartıldı, çeşitli ülkelerden gönüllü gençler engellilere terapi için Adana’ya geldi. Başkan Soner Çetin de bir müjde verdi: Engellilere özel havuz çok yakında hizmetinizde.

Çukurova Belediyesi Hayal Park açık havuzundan haftada bir yararlandırılan engellilerin bu hakkı Başkan Soner Çetin’in talimatıyla haftada üç güne çıkarıldı. Genç Engelliler Spor Kulübü (GESK),  belediye ile birlikte hazırladığı proje kapsamında Sırbistan, Hırvatistan, Fas, Tunus, Rusya, Ukrayna, Tataristan ve Bosna Hersek’ten gönüllü 16 genci engellilere yardım için Adana’ya getirdi. Çukurova Belediyesi tarafından sağlanan imkanı hiç unutmayacaklarını belirten GESK Başkanı Karadoğan, “Tataristan’dan engelliyi yüzdürmeye gelen bile var” dedi.

Hayal Park açık havuzuna giderek gönüllü gençlerle buluşan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Engelli kardeşlerimiz haftada bir gün havuzumuzdan yararlanabiliyordu, talimat verdik üç oldu ama çok yakında engelliler için özel olarak yaptığımız havuzumuzu da hizmete açacağız, gün sayıyoruz” deyince havuzdaki engellilerden büyük bir alkış koptu. Engellilere yardım için uzaklardan gelen gençlere teşekkür eden Başkan Çetin, “Hiçbir karşılık beklemeden engelli insanlara mutlulukla dokunmak insanlıktır” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°