“CUMHURİYETİMİZ DAİMA YÜCELECEK “
Manşet Haber 28.10.2016 11:27:10 0

“CUMHURİYETİMİZ DAİMA YÜCELECEK “

“CUMHURİYETİMİZ DAİMA YÜCELECEK “

Vali Mahmut Demirtaş, Cumhuriyet Bayramı mesajında, tüm mazlum milletlere emsal olacak şekilde tarihe altın harflerle yazılan Kurtuluş Savaşı Destanıyla, cihana hükmetmiş bir imparatorluğun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Cumhuriyet ile aydınlanmasını sürdüreceğini, birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları içinde sonsuza kadar yaşamaya devam edeceğini belirtti.
Vali Demirtaş, mesajında şu ifadelere yer verdi;
Cumhuriyetimizin 93. Yıl Dönümünü ve Cumhuriyet Bayramımızı heyecanla, gururla, onurla ve coşkuyla kutlarken, başta kurtuluş mücadelesinin Büyük Önderi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyetin ilanına karar veren ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üyelerinin, Şehitlerimizin, Gazilerimizin ve bu vatanı bizlere armağan eden tüm kahramanlarımızın aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
15 Temmuz’da gerçekleştirilmek istenen hain darbe girişimini bertaraf etmek için gösterilen mücadelenin tüm dünyaya bir kez daha gösterdiği gibi; Birlik ve beraberliğimize kast eden odaklar, hain emellerini asla gerçekleştiremeyecektir. Her yıl 29 Ekim’de büyük bir coşku ve gururla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı, tüm imkansızlıklara karşın Kurtuluş Savaşı'nı kazanmamızı sağlayan milli ve manevi değerlerimize olan bağlılığımızı ve kardeşliğimizi vurguladığımız gündür.
15 Temmuz ise; Kurtuluş Savaşı’nda gösterilen üstün gayret ve fedakârlıklar sonucunda kahramanlarımız tarafından bizlere armağan edilen Cumhuriyetin, Demokrasinin, Özgürlüğün ve Bağımsızlığın milletimizin tüm hücrelerine işlendiğinin tüm dünyaya haykırıldığı gün olarak tarihe kazınmıştır.
Cumhuriyetin ışığıyla aydınlanan ve geleceğe güvenle bakan milletimiz, sonsuza kadar kardeşlik duyguları içinde yaşamaya devam edecek, Ülkemiz sahip olduğu tüm güçlerle, dosta güven verme, düşmana korku salma özelliğini sonsuza dek kararlılıkla muhafaza edecektir.
Milletimiz, Şehit ve Gazilerimizin aziz hatıraları ve fedakârlıklarını örnek alarak, Büyük Atatürk´ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve onun vazgeçilemez rejimi olan demokrasimizi her türlü tehdit ve tehlikelerden daima koruyacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle; Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal Harbi Kahramanlarımızın, ebediyete intikal eden devlet adamlarımızın, dökülen kanlarıyla bu toprakları bizlere vatan yapan, ülkesi, milleti ve vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını veren, şehitlerimizin hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, Kahraman Gazilerimize en derin şükranlarımı sunuyor, milletimizin ve tüm Adanalı hemşerilerimin Cumhuriyet Bayramı’nı en kalbi duygularla kutluyorum.
ADANA’DAKİ KUTLAMA PROGRAMI
Adana Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre 29 Ekim Cumhuriyet Programı şöyle:
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 93. Yıl Dönümüm Kutlama Programı Etkinleri kapsamında;
28 Ekim 2016 Cuma günü (Bugün) saat 14.00’te Atatürk Parkında Çelen Sunma Töreni yapılacaktır.
29 Ekim 2016 Cumartesi günü saat 09.00’da Valilik Makamında Adana Valisi Mahmut Demirtaş devlet adına tebrikleri kabul edecek akabinde saat 09.30’da Uğur Mumcu Meydanı’nda geçit töreni yapılacaktır.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°