DARBE FIRSATÇILIĞINDAN VAZGEÇİLMELİDİR!
Manşet Haber 8.09.2016 20:29:58 0

DARBE FIRSATÇILIĞINDAN VAZGEÇİLMELİDİR!

DARBE FIRSATÇILIĞINDAN VAZGEÇİLMELİDİR!

Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan ve darbecilere yönelik olduğu iddia edilen soruşturmaların, OHAL KHK’ları dayanak yapılarak kamuda gerçekleştirilen açığa almalar ve ihraçların, siyasi iktidarın elinde tehlikeli bir silaha dönüştüğünü savundu.

Adana İnönü Parkında “Darbe Fırsatçılarına Boğun Eğmeyeceğiz” eylemi gerçekleştiren Eğitim Sen Adana Şubesi üyeleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri attıkları sloganlarla iktidarı eleştirdi. CHP Adana Milletvekilleri İbrahim Özdiş ve Zülfikar İnönü Tümer’in de katıldığı eylemde konuşan  Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz,  şu görüşlere yer verdi:

“AKP, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek darbeyle alakası olmayan ama kendisine muhalif olan herkesi susturmanın derdine düşmüştür. Evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmek yerine, adeta hukuka düşman kesilenler, Meclisi devre dışı bırakarak OHAL’i kendi hukuksuzluklarına kalkan yapmaktadır. Ülkeyi kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yeniden inşa etmek isteyenler, karşılarında duracak hiçbir örgütlü güç istememektedir.

Okullarda, üniversitelerde özgür düşünen, sorgulayan, eleştiren nesiller yetiştirilmesinden rahatsızlık duyanlar darbe fırsatçılığı yapmaktadır. Eğitimde yaşanan dinselleştirme karşısında laik-bilimsel eğitimi savunanlar, eğitimde yaşanan ticarileştirmeye karşı herkes için eşit ve parasız eğitim için mücadele eden eğitim ve bilim emekçilerinin iktidarın ve yandaşlarının hedefinde olması şaşırtıcı değildir.

Hükümetin, arkasına sığındığı OHAL kalkanıyla, yıllardır eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü mücadelesi karşısında yapamadıklarını, darbe fırsatçılığı üzerinden yapmak istediği anlaşılmaktadır. Başbakan’ın son günlerde yaptığı açıklamalar, ortada suç unsuru olarak değerlendirilecek hiçbir somut delil, soruşturma ya da yargılama yokken, sadece siyasi tasarruflar üzerinden hareket edildiğini göstermektedir.

Hükümetin kendileri gibi düşünmeyen, haksızlıklar karşısında sesini yükseltenlere karşı ne kadar tahammülsüz olduğu bilinmekte, en temel sendikal eylemler bile suç kapsamına alınarak yasa dışı bir şekilde suç üretilmek istenmektedir. Çerçevesi Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle çizilmiş bulunan sendikal eylem ve faaliyetlerin, sırf hükümet politikalarına ters düştüğü için soruşturma konusu yapılması kabul edilemez. Sendikal eylemlerin siyasi baskı ve yönlendirmelerle suç kapsamına alınmak istenmesi, gücünü yasalardan alması gerekenlerin hukuku ayaklar altına alarak göz göre göre suç işlemesi anlamına gelmektedir.

OHAL hukuku dayanak yapılarak yeni tasfiye girişimleri ve hak kayıplarının hayata geçirilmesi asla kabul edilemez. Bugün oluşturulan “puslu havayı” fırsat bilerek hareket edenler, yaptıklarının bedelini hukuk karşısında mutlaka ödeyecek, kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır. Eğitim emekçileri bugüne kadar hiçbir baskı ve tehdit karşısında diz çökmemiş, savunduğu ilke ve değerlerden taviz vermemiştir. Bunu eğitim emekçileri de, bizlere saldırarak kendi suçlarını gizlemeye çalışanlar da çok iyi bilmektedir.

Hükümet, yeni eğitim yılına sayılı günler kala telafisi mümkün olmayan sonuçlara ve kaosa yol açacak çocuklarımıza ve eğitim emekçilerine büyük mağduriyetler yaşatacak yasa dışı adımlar atmaktan vazgeçmeli, hukuka ve yasalara saygılı olmalıdır.

Yaşamın her alanında kendisine mutlak itaat isteyen ve bunun için her fırsatı kullananların eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü mücadelesine yönelik her türlü yasa dışı müdahalesinin karşısında duracağımız bilinmelidir. Bizler çocuklarımıza ve öğrencilerimize onurlu bir gelecek bırakacağımıza söz verdik, sözümüzü mutlaka tutacağız.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°