“DARBELER EN ÇOK BİZİ VURDU”
GÜNCEL 21.07.2016 12:21:59 0

“DARBELER EN ÇOK BİZİ VURDU”

“DARBELER EN ÇOK BİZİ VURDU”

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK), ‘Darbe’ gündemli genişletilmiş toplantı gerçekleştirdi. Ziraat Mühendisleri Odası’ndaki toplantıda geçmişte yaşanan darbelerden en çok etkilenen kesimlerin emekçiler, sosyal demokratlar ve TMMOB camiası olduğuna işaret edildi.adana_ikk_kuzu (2)

TMMOB Adana İKK Sekreteri Ali Kuzu, darbelerin Türkiye’ye ağır bedeller ödettiğini, 15 Temmuz’da yaşanan girişimin kabul edilemeyeceğini, iki kesimin bugüne kadar ki kavgasından da ülkenin büyük zarar gördüğünü belirtti.
TMMOB’nin darbeye de cuntaya da karşı olduğunu vurgulayan Ali Kuzu, “TMMOB, insan haklarının evrensel değerler üzerinden, hak ve hukuk kavramı çerçevesinde değerlendirilmesinden yanadır. Darbe girişimi sonrası haksız ve hukuksuz uygulamalardan kaçınılmalıdır. Temizlik, operasyon veya başka isimler adı altında suçsuz, günahsız, hiçbir şeyden haberi olmayan kesimler üzerinde baskı unsuru oluşturulmamalıdır” dedi.
DÜŞÜNCELER PAYLAŞILDI
TMMOB’nin her platformda ülkesine sahip çıkmaya devam edeceğini dile getiren Kuzu, “Ülkemizin geleceğini teminat altına almak durumundayız. İktidarın bu darbe girişiminden sonra toplumda ayrıştırmayı ve ötekileştirmeyi sona erdirmeye yönelik önemli bir sorumluluğu bulunuyor. İktidar, 14 yıldan bu yana sürdürdüğü ekonomik ve siyasi politikalarını gözden geçirmelidir. Özellikle muhalif kesimler üzerindeki baskı ve ayrıştırmadan vazgeçilmelidir” diye konuştu.
Kuzu, TMMOB’nin darbesiz, cuntasız tam bağımsız bir Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğini sözlerine ekledi. Toplantıya katılan oda başkanları, odaların il yönetim kurulu üyeleri ve TMMOB Adana İKK üyeleri de görüş ve düşüncelerini paylaştı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°