Delegeler Masa Başında Yazılmayacak
Manşet Haber 25.07.2015 01:01:14 0

Delegeler Masa Başında Yazılmayacak

Delegeler Masa Başında Yazılmayacak

CHP Adana il Başkanı Burhanettin Bulut, delege seçimlerinin mahallelere sandık konularak yapılması için ilçe başkanlarıyla Pazartesi günü toplantı yapacağını söyledi.

Çukurova Metropol Gazetesi’nden Murat Yıldız’a açıklamalarda bulunan CHP İl Başkanı Burhanettin Bulut, en büyük sorunlarından birinin ikiyüzlü yaklaşım olduğunu belirterek, “Önseçim diye kıyameti koparanların büyük çoğunluğu, bu konuda adım atıldığını zaman koşa koşa Ankara’ya gidip, bunun partiye zarar vereceğini anlatıyor. Biz bu anlayışa geçit vermeyeceğiz” dedi.

“MASA BAŞINDA YAZILMAYACAK…”

Adana’da kongre takviminin belirlendiğini, delege seçimlerinde mahallelere sandık konulması için il yönetimi olarak karar alıp bunu genel merkeze sunduklarını belirten İl Başkanı Bulut, “ Daha önce de defalarca açıkladık. Bizim derdimiz parti içi demokrasi. Delegeler, masa başında yazılmayacak, sandıktan çıkacak” diye konuştu.

20 yıldır yapılmayanları hayata geçirmek istediklerini, delegenin sandıktan çıkmasından yana olduklarını defalarca açıkladıklarını anımsatan Bulut, “Bu karar, mahalle dinamiklerini de hareketlendirecek. Pazartesi günü konuyu ilçe başkanlarımıza deklere edeceğiz. Önseçim istediğini söyleyip sonra Ankara’ya gidip ‘aman yapmayın’ diyenlere de dikkat edeceğiz” dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°