Şu tümceleri duymuşsunuzdur:
“Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız... ”
“Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.”
Demokrasiye ‘böyle’ bakabilmek...
Demokrasiyi ‘araç’ bilmek, ‘duraktaki’ sistemi ‘bilme öğrenme’ gereği duymamak...
Zorlanmaya gerek duyulmadan ‘içini’ görmeye çalışalım...
***
Demokrasi;
Çoğunluğun yönetimde egemen olduğu,
Azınlık haklarının güvenceye alındığı,
Sosyal eşitsizliğin engellendiği,
Herkese eşit fırsat sağlandığı,
Hukukun üstünlüğünün korunduğu,
Herkesin seçmeseçilme özgürlüğünün olduğu,
Yurttaşın devlet yapısını, yönetimini şekillendirdiği ‘yönetim’ biçimi...
***
Demokrasi ‘yönetim’ biçimidir;
‘Araç’ değildir!
‘Araçların’ sağlıklı işlemesiyle ‘kalıcılığını’, ‘varlığını’ korur.
Demokrasinin ‘araçları’:
Halkın ‘temsilcilerinden’ oluşan parlamento,
Yurttaşın ‘temsil’ işlevini sağlayan siyasi partiler,
Devletin temel kurumlarının nasıl çalışacağını belirleyen anayasa,
Yurttaşın belirli amaçlar için bir araya gelerek oluşturdukları sosyal yapılar, sivil toplum
kuruluşları,
İç güvenliğin korunması amacıyla oluşturulan kolluk kuvvetleri...
Demokrasinin ‘araçları’, günün koşullarına göre ‘yeniden’ düzenlenebilir, iyileştirilebilir; ancak
demokrasinin içindekiler boşaltılamaz, eksiltilemez...
Parlamento, siyasi partiler, anayasa, sivil toplum kuruluşları, kolluk kuvvetleri...
Bunlar yapılırsa da adına ‘demokrasi’ denemez!
***
Demokrasiyi ‘araç’ bilmek...
Köprüden geçene dek ‘güçlüye’ dayı demek gibi...
Ya köprüyü geçince...
Sözümona ‘tramvay durağa’ varınca..
Tramvaydan inilecek!
‘İnsan, hukuk, özgürlükler, sosyal haklar’ diyen demokrasi yerine, hangi ‘araca’ binilecek?
Bir de yaşananları anımsarsak;
Muhalefeti boş sayma,
Eleştiriyi cezalandırma,
Hak aramayı biber gazına boğma,
Binlerle korunmayı ‘cesaret’ sayma,
Yurttaşa vitrinleri gerilerden izlet,
‘Kral çıplak’ diyeni imle,
Toplumu ‘içe’ kapa,
Sokakları yaşanılır olmaktan çıkarma...
Hangi demokrasi bu?
Tarih, ‘sosyalizmin’ önüne ‘nasyonal’ getirilmesine aldırmayınca neler oldu anımsayın...
Bu durumda demokrasinin önüne ‘ileri’ gelince ne olur dersiniz?
Zorlanmadan düşünelim...