DEPREMLER ÖNCEDEN TAHMİN EDİLİR Mİ?
Manşet Haber 10.08.2016 23:44:58 0

DEPREMLER ÖNCEDEN TAHMİN EDİLİR Mİ?

DEPREMLER ÖNCEDEN TAHMİN EDİLİR Mİ?

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, bugün gelinen nokta  deprem olgusunun artık çözüldüğünü,bilimsel araştırmaların günümüzde vardığı sonucu deprem sırrının sır olmaktan çıkarak 'tüm boyutlarını ayrıntılı olarak belirlediği”ni söyledi. Melih Baki’nin bu konudaki görüşleri şöyle:
melih_baki

“Son yirmi yılda deprem araştırmaları ile uğraşan bilim adamlarının, en büyük araştırma konusu' Deprem hareketlerini önceden bildirme' çalışmalarında büyük ilerlemeler kaydetmişlerdir. Özellikle Amerika, Japonya, Rusya ve Çin gibi Deprem coğrafyasına sahip olan ülkelerde deprem konusunda yapılan araştırmalar sonuca yaklaşır duruma gelmiştir.Bu ülkelerde yıkım teşkil edecek bir çok deprem önceden belirlenerek can kayıpları önlenmiştir.

'Depremler önceden kestirilemez' görüşü bilim dünyasında kabul edilen bir görüş değildir.Önceleri Deprem nasıl oluyor.? Neden oluyor.? Nerelerde oluyor bilinmiyordu.Hızla gelişen teknolojiye paralel olarak icat edilen Elektronik ve Bilgisayar donanımlı Jeofizik-Jeodezik cihazlar ile artık deprem olgusu çözülür hale geldi.Depremin nasıl, neden, niçin nerelerde meydana geldiği ve geleceği sorularına net cevap verilebiliyor.

Herhangi bir yerde meydana gelen büyük bir depremin tahmin edilmeyişinin nedeni, bilimin deprem tahminine ilişkin başarsızlığına veya yeteneksizliğine dair hiç bir kanıt gösterilemez.Nedeni ise ya hiç bir çalışma yapılmamıştır..yada eksik bırakılan çalışma veya yarı yolda kesilen araştırmalardır.

>Bugün gelinen nokta ise deperm olgusunun artık çözüldüğüdür.Bilimsel araştırmaların günümüzde vardığı sonuç deprem sırrının sır olmaktan çıkarak'tüm boyutlarını ayrıntılı olarak belirlediğidir.Bu boyutları sıralayacak olursak;

1-Yer kabuğunun, levha ve plakalardan oluştuğu, bu levha ve plakaların birbirlerine göre göreceli olarak hareket ettiğini kanıtlamıştır.

2-Bu plaka ve levhaların çarpışma ve ayrışma zonlarında depremlerin olduğunu ortaya çıkarmıştır.

3-Bilimsel araştırmalar sonucu, yer kabuğu içindeki kırık(Fay) hatları biliniyor.Hangi kırıkta deprem gelişmelerinin olduğu artık anında biliniyor ve kaydedilyor..değerlendirilyor.

4-Depremlerin hangi bölgede, hangi kırık hattında olacağı artık biliniyor.

5-Deprem olduktan sonra, boşaltığı enerji miktarı(büyüklüğü) ile koordinatları, derinliği biliniyor.Zemin cinslerine göre yapabileceği tahribatlar, yıkımlar ortaya konulabiliyor.

6-Hassas deprem ölçer(Jeofizik-sismograf/sismoloji) cihazları ile yer altında en ufak deprem hareketleri bile büyüklükleri ile ölçülüp parametre cinsinden kaydedilip değerlendirilebiliyor.

Deprem oluş mekanizmaları çözülebiliyor.

Bütün bu sonuçlara Jeofizik sismoloji bilimlerinin sayesinde ulaşıldı.Aslında deprem olgusu çözülmüştür.Yeterki İnsanoğlu bu bilimsel verileri rehber ve yaşam garantisi kabul ederek; yatırımlarını, kentlerini, evlerini, bu veriler ışığında kurabilsin, yapabilsin:hayatta kalmanın bu mükemmel verilerini göz önüne alan, yaşamlarını kuran toplumlar, doğanın bu doğal hareketleri karşısında yok denecek kadar az bir zararla atlatabiliyorlar.

Bilimsel araştırmaların bu inanılmaz başarısı sonucunda depremin hangi gün hangi saatte olacağı esprisinin bir anlamını bırakmamıştır.Nasıl olsa doğa kendi yasaları gereği bu hareketlerini devam ettirecek..önemli olan deprem öncesi önlemlere kilitlenmektir.Kentlerimizi, binlarımızı, mekanlarımızı nerede kurmalıyız, nasıl kurmalıyız, hangi zemin üzerinde ne tip bina yapmalıyız..sorun burda odaklanıyor..

Depremi önceden bildirme çalışmalarının en ayrıntılısı Rusya da Garm bölgesinde yapılmıştır.Bu bölgede 1949 yılında Khait Köyünde 12.000 kişinin ölümüne yol açan 5.7 büyüklüğünde bir deprem olmuştu.Depremden sonra Bölgeye bir bilim heyeti gönderildi.Bu kurul deprem çalışmalarını sabırla 1971 yılına kadar sürdürdü.Uluslar arası Jeofizik - Jeodezi birliğinin 1971 yılında Moskova'da yapılan bilimsel toplantısında Rus Deprem araştırmacıları tarafından sunuldu.Garm deprem bölgesinde topladıkları verilerle vardıkları sonuçları açıkladılar..Nersesov ve diğerleri 1973 deprem öncesi bildirici olayları şu şekilde sıraladılar..

Yer kabuğundaki Jeofizik Etkinlikler:

-sismik etkinlikte azalma


-gerilme eksenlerinin yeniden yönlenmesi

-özdirenç değişimleri

-esnek dalga hızlarının oranında azalma(vp/vs)

Bu toplantıda bulunan Amerikalı bilim adamı Sukes Newyorka dönünce Aggarwalı gerekli Jeofizik cihazlarla Mountain Lake bölgesinde mikro deprem kayıtlarını izlemek için gönderdi.

Toplanan verilerin incelenmesi Sovyet bilim adamlarının bulgularını doğrulamıştı. Depremi önceden bildirme çalışmalarında gözlenen olaylar ve ölçülen parametreler şu şekilde sıralandı;

1-Yer kabuğu biçim değişikliği

2-Eğim değişimi

3-Öncü depremler

4-b değeri (log N=a-bM)

5-Mikrodepremsellik

6-Odak düzeneği

7-Fay sürünmesindeki değişiklik

8-Esnek dalga hızları

9-Esnek dalgaların yol alış süreleri

10-Yer manyetik alan değişimi

11-Doğal elektrik(tellurik alan değişimi)

12-Özdirenç değişikliği

13-Kuyu ve kaynak sularında radon gaz oranı değişikliği

14-Yer altı su(sıcak/soğuk) düzeyindeki değişikler

15-Petrol kuyularında verim değişimi

Yapılan gözlem ve araştırmalar ile yer kabuğundaki bu değişiklikler depremi bildiren olaylar, kısa süresi ve uzun bekleme süreli olarak ayrılırlar.

Büyük Depremler Aniden Vururmu?

Aniden vurduğu görüşü savunan görüş, doğruyu yansıtmaz.Bilimsel araştırmaların ulaştığı sonuç ise ana sarsıntıların(ana şokların), çoğunun 'aniden' oluşmadığını gösteriyor.Aletsel kayıtlar incelendiğinde büyük depremlerin 0/025 yakınında öncü sarsıntılar olmuştur.Bazıları bir yıllık öncül faaliyet gösterirken, bazılarında moment boşalmasının öncü deprem öncesi yıllarda arttığı görülür.Diğer bazı büyük depremler öncesinde sessizlik hüküm sürmüştür.

Unutulmamalıdır ki deprem konusunda araştırma yapan zeki ve kararlı bilim adamlarının her an sürprizleriyle karşılaşabilineceğidir.Kim bilir belkid e deprem tahminleri konusunda gün sorunu çözülebilir ve hava raporları gibi TV.lerde deprem tahmin raporlarını izleyebileceğimiz günleri yaşatabilirler..Melih BAKİ

(yararlanılan kaynaklar; a- Pr.Dr.Özer Kenar, depremlerin önceden kestirilmesi;Jeofizik bilim dergisi cilt VIII.sayı 2.1979, b- Max Wyss.Alaska Ünv.Jeofizik Enst.ADB.Bilim ve ütopya ekim 99 sayı 64)

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°